YARIN DAHA GÜZEL OLACAK
2024’e kavuştuk.
Yaklaşan her yeni yıl beni heyecanlandırır. Bu günlerde düşünmeye, hayal kurmaya başlarım.
Yeni kararlar, yeni başlangıçlar için düşünürüm.
Hayal kurarım.
Hayal kurmak iyi gelir.
Umutlandırır.
Hayal kurmak, vücıdumuzda oksitosin hormonunu harekete geçirir; kalp atışlarımız hızlanır, heyecanlanırız. Düşünürken, güzellik ve iyilikleri hayal ederken, bedenimizin sevgi hormonu olan oksitosin seviyesi yükselir.
Ülkemizde, çevremizde ve dünyada yaşananlara baktığımızda öyle çok olumsuzluk var ki !
Korku ve kaygı için çok neden var.
Afetler, küresel iklim dönüşümü, savaşlar, terör, sel, depremler, harekete geçen yanardağlar.
Şehitlerimiz.
Enflasyon, pahalılık, işsizlik.
- sayfa haberleri.
Kadına şiddet, çocuklara taciz, okulda, işte mobbing, hayvanlara kabus dolu yaşam.
Trafikte tam bir keşmekeş, kuralsızlık, sosyal medyada dehşet haberleri bolluğu, TV dizilerinde mafyatik, olağanlaştırılmış sahneler.
Özgür dünyadan uzaklaşmamız, çağdaş dünyadan kopmamız, çocukların şanslarını başka ülkelerde aramaya başlaması.
Üniversitelerimizin üretmemesi, susması…..
Korku ve kaygıya karşı bedenimiz kortizol üretir.
Stresli durumlar, heyecan, korku ve baskı altında olma gibi durumlarda kortizol hormonu salınımı artar ve vücudun uyum sağlamasını sağlar.
Kortizol, strese karşı tepki verir ve böylece kan basıncımız yükselir, kan şekeri artar, bağışıklık sistemi baskılanır. Tüm hücrelerimizin bu ortamda daha fazla enerji üretmesi, yorulması ve yaşlanması kaçınılmazdır.
Hayatımız, gerçekte oksitosin ile kortizol hormonları arasındaki mücadele ile geçip gider.
Oksitosin ile umut ve sevgi; kortizol ile kaygı ve endişe yaşarız.
Seçim bizim elimizdedir.
Oksitosin seviyesini koruyarak mutlu kalabilir, kortizol hormonuna teslim olarak yaşlanır, hasta oluruz.
2024 yılına girerken alacağımız her karar bu dengenin hangisi lehine değişeceğini belirler.
Umudu seçeceksek, hayatta kalabiliriz.
Kaygıyı seçersek, yok olup göçeriz.
Peki, oksitosin hormonu nasıl yükselir ?
Buna da bakalım.
Yediklerimiz ve içtiklerimiz içerisinde oksidosin hormonu artıranlar var: Yumurta, su, zeytin yağı, yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünleri, kuruyemişler, kırmızı biber, buğday, pirinç, çavdar, yulaf, elma, muz, nar, çilek.
Oksitosin salınımını artıran davranış faktörlerini de şöyle sıralayabilirim: Aşık olmak, sarılmak, iletişim kurmak, gönüllülük, egzersiz, spor, evcil hayvan beslemek.
SON SÖZ: Dünyada ve ülkemizde olan bitene duyarsız kalamayız. Yarın daha güzel olacaktır. Bunu umut ederken, hayatta kalmayı ve sağlıklı olabilmeyi başarmalıyız.
NOT: Hayatta kalmak ve sağlıklı yaşamak ile ilgili videolarımı ÜLKÜMEN RODOPLU YouTube kanalımdan ve uzmdrulkumenrodoplu İnstegram sayfalarımdan takip edebilirsiniz