Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın yönettiği ve yıllar sonra ilk kez iki adayı buluşturan ‘İstanbul 2019 Seçim Özel’ isimli program İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
23 Haziran 2019 seçimine sadece yedi gün kala yapılan bu söyleşinin oy oranlarını büyük oranda değiştirmeyeceği ortadadır. Ancak, hangi adayın ne kadar hazır olduğunu, özellikle 31 Mart seçiminin kazananı olan Ekrem İmamoğlu’nun, Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı ve Meclis Başkanlığı yapmış , İstanbul Belediyesi kadrosunda yıllarca görev yapmış, deneyimli bir siyasetçi karşısındaki performansı merak konusuydu. Gelin tarihi buluşmadan bazı notlara bakalım:
Gelin tarihi buluşmadan bazı notlara bakalım:
Binali Yıldırım, “- Evlatlarım geldi, benim Babalar Günü’mü kutladılar. Benim Babalar Günü’nü kutlayacak bir babam olmadığı için bana hediyeler almışlar. Mutlu oldum.” diyerek konuşmasına başladı.
Ekrem İmamoğlu, 350 bin gencin Ekrem abisi olacağını söylerken, “- Dilerdim ki bu yayın 31 Mart öncesi olsun. Binali Yıldırım’ın babalar gününü kutluyorum. Ülkedeki tüm babaların, babalar gününü kutluyorum.” dedi.
Ekrem İmamoğlu, söyleşinin başında, “ – Öncelikle cümlemi tamamlamak istiyorum” dedikten sonra şöyle devam etti: “- Bakın 31 Mart akşamını geçelim dedi sayın Yıldırım; geçemeyiz. Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık o gece iş biterdi. Biz mücadelemizi verdik. Gönülden söylüyorum ki o işte yüz binlerce insanın hakkı vardır. Bu süreç bir kurgudur. Bu süreçte tek bir cümle bile edilmemesi sıkıntı yaratır.”
Ekrem İmamoğlu böylece, kendisinin 31 Mart seçiminin kazananı olduğunu izleyiciye hissettiren, sürecin kurgu olduğunu söyleyebilen gerçek bir lider tutumu sergiledi.
“- Bilgisayardan anlarım, bunlar benim işim” dedikten sonra Binali Yıldırım’ın kanka dediği gençlere bedava internet vereceği ve bunun da 10 Megabayt (MB) olacağını söylemesi büyük talihsizlik oldu. 10 Gigabayt (GB) olmalıydı. Bilgisayardan anlayan birinin bu hatayı yapması düşünülemez. Belli ki bilgisayar dünyasına yakınlığı sınırlı.
FETÖ ile ilgili soruya yanıt verirken de, Binali Yıldırım ekrana bakamadı; gözlerini kaçırdı ve örgüt elebaşı ile hiçbir teması olmadığını söyledi. Oysa, 9 Haziran 2013 tarihindeki Türkçe Olimpiyatları açılışında yaptığı konuşmada şöyle demişti: “ O gün Hocaefendiye sahip çıkmasaydınız, evlerinizi gönüllerinizi açmasaydınız, bu güzellikler yaşanmayacaktı”.
Program boyunca Binali Yıldırım’ın rakibini hedef alan “yalancı” söylemi belli ki planlanlıydı. Sosyal medyada eş zamanlı yalancı hashtagı ile trol bombardımanı başlaması bunu göstermektedir.
Devletin üst kademelerinde görevli olanların mal bildirim zorunluluğu olduğunu bilmeyen İsmail Küçükkaya’nın programa çok iyi hazırlanmadığını düşünmekteyim. “Ben Kürt vatandaşıyım, size nasıl oy vereyim, neden oy vereyim ?” sorusunu da talihsiz buldum.
Açık oturumda her bir saniyenin hesabını tutan, tek bir saniyeyi bile yedirmeyen Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un her bir kuruşunun takipçisi olacağı algısını yarattı.
Sayıştay Raporları ile ilgili soruda Binali Yıldırım’ın, “Raporda böyle veriler yok” dedikten sonra okudunuz mu sorusuna “Hayır” diye yanıt vermesi ve ardından Ekrem İmamoğlu’nun yanıt verirken Rapordan alıntılar paylaşması, söyleşinin belki de en çarpıcı bölümüydü.
Bir yanda heyecan, inanç vardı.
Bilgi, belge, rapor vardı.
Diğer yanda doymuş, emekliliğe hazır bir aday.
SON SÖZ: Tarihi buluşmanın kazananı demokrasidir. Gerçek kazanan ise Ekrem İmamoğlu oldu. Seçime ve Başkanlığa hazır olduğunu izleyiciye hissettirebildi. .