Cousteau ve Gagnon tarafından ilk kez 1943 yılında geliştirilen regülatör ve portable hava tüpü sayesinde skuba dalışına ilgi artmıştır. Scuba (Self-contained underwater breathing apparatus ) dalışı özellikle 1970 yılından sonra giderek yayılmıştır. Sualtı sporuyla ilgilenen kişiler için dalış teknikleri eğitimi konusunda Professional Association of Diving Instructors (PADI), sertifikalı eğitim programı düzenlemektedir. Tüm dünya üzerinde bu eğitimlere katılmış olan 5 milyon civarında dalgıç vardır.
Türkiye’de dalış eğitimleri ağırlıklı olarak CMAS (Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu) disiplininde verilmektedir. Gelirleri UNESCO ve Dünya Olimpiyat Komitesine aktarılan CMAS’ın Türkiye’deki temsilcisi ise SCSPF (Sualtısporları Cankurtarma Sukayağı ve Paletli Yüzme Federasyonu)’dur. Yasalarımıza göre de dalış sporuna başlayacak kişilerin mutlaka CMAS-SCSPF brövesi alma zorunluluğu vardır. Bu bröveden sonra isteyen dalgıçlar diğer ticari disiplinlere ait (BSAC, PADI, NAIU, IDEA, vs.) dalış brövelerine sahip olabilirler.
ORTA KULAK HASARI
Dalgıç dibe daldıkça her 30 cm’lik iniş için kulak zarına ilave 23 mm Hg basınç yükü biner. Normal koşullarda dalgıç bazı manevralar yardımıyla, orta kulağa ilave hava gönderir ve böylece kulak zarının (timpanik membranın) her iki tarafındaki basınç eşitlenmiş olur. Kulak zarının her iki tarafındaki basınç farkı 60-100 mmHg’yı geçerse keskin bir ağrı oluşur. Basınç farkını eşitleme işlemi ilk metrelerde başlatılmazsa, 90 mmHg’lık bir basınç farkı ortaya çıkar ve kulaktaki östaki tüpünün orta 1/3 lük kısmı hasar görür. Bu da basıncı eşitleme manevralarının yapılabilmesine engel olur. Kulak zarı, basınç farkı 100-500 mmHg arasında olunca ve derinlik 1.5 m.yi geçince, yırtılır. Bu yırtılma sırasında ağrı geçebilir. Ancak soğuk suyun orta kulağa gelmesi sonucunda başdönmesi ortaya çıkar.
İLKYARDIM
- Dalmaya bağlı kulak hasarı şüphesinde Kulak Burun Boğaz uzmanı değerlendirmesi şarttır.
- Kulak zarı yırtılmasının kendiliğinden iyileşen bir tablo olduğunu bilmeliyiz. Kulak zarı iyileşene kadar kişinin dalmasına izin verilmemelidir. Aksi takdirde baş dönmesi atakları olabilir.
- Orta kulakta barotravma sıklığı ve şiddetini azaltmak amacıyla koruyucu olarak dalıştan 30 dakika önce 60 mg pseudoefedrin verilebilir. Ancak, bu konuda hekiminize danışmanız gerekmektedir.
- Dalıştan önce antihistaminik ilaç alımı engellenmelidir.
- Sinusit ve üst solunum yolu enfeksiyonu halinde ödem ve östaki borusunda tıkanma olacağından barotravma olasılığı yüksektir. Bu nedenle bu durumda 2 hafta süreyle dalış yapılmamalıdır.
DEKOMPRESYON HASTALIĞI
Dekompresyon hastalığı (DKH), kan ve dokularda küçük nitrojen kabarcıklarının oluşturduğu klinik tablodur.
Nitrojen, dalışın derinliği ve süresine bağlı olarak kanda ve dokularda artar. Dalgıç su yüzeyine çok hızlı çıkarsa nitrojen sıvı içinden çıkarak, dokularda ve kanda gaz kabarcıklarının oluşmasına neden olur. Bunu kolalı bir içeceğin kapağını açtığımızda, sıvı içinden ilk çıkan karbon dioksit kabarcıklarına benzetebiliriz.
DKH’nın kliniği, kan ve dokularda oluşan nitrojen kabarcıklarının derecesine ve yerleşimine bağlıdır. DKH oluşumu için dalış süresinin uzunluğu ve dalış derinliği önemlidir. Ayrıca yorgunluk, ishal veya kusma gibi nedenlere bağlı olarak gelişen sıvı kaybı, ateş, dalıştan sonra uçak yolculuğu gibi faktörler de riski artırır. Şişman kişiler daha fazla risk altındadır. Sigara tüketimi ve alkol da riski artırır .
Dekompresyon, dalgıcın dip zamanını ve dalış derinliğini göz önünde tutarak yüzeye gelirken yapmış olduğu beklemelerdir. Bu bekleme zamanı gelişi güzel kullanılmaz. Hangi derinlikte ve ne kadar bekleme yapılmasını gösteren dekompresyon cetvelleri hazırlanmıştır. Dekompresyona gereksinim duyulmayan sınır, dalgıçın maksimum derinlikte kalıp, beklemeden yüzeye çıkabileceği maksimum zamanı gösterir. Dalgıç yine de çıkış işlemini yavaş ve kontrolü olarak yapmalıdır. Yüzeye çıkıştan sonra nitrojen depolarının deniz seviyesindeki düzeye ulaşması için 12 saat geçmelidir. Bu süreden önce yapılan mükerrer dalışlarda dekompresyon limitleri farklılıklar gösterir.
ARTERİAL GAZ EMBOLİSİ (AGE)
Dalma kazalarından en ağır ve en çok korkulan tablo budur. Spor amaçlı dalan kişiler arasında en fazla 2. ölüm nedeni, AGE’ dir. AGE, gaz kabarcıklarının yırtılmış olan akciğer toplar damarlarından sistemik dolaşıma girmesiyle oluşur. Kabarcıklar kalbi geçtikten sonra küçük atar damarlara yerleşir ve dolaşımı engeller. Tıkanıklığın yerine bağlı olarak bulgular ortaya çıkar. Hava kabarcıkları en çok koroner damarları ve beyin damarlarını tıkar. Myokard enfarktüsü, kalp ritm bozukluğu veya kalp durmasına yol açabilir. Beyin arterlerin emboli ile tıkanmasına bağlı olarak ta inme düşündüren bulgular ortaya çıkar.
AGE’nin bulguları ani, dramatik ve çoğunlukla yaşamı tehdit edici karakterdedir. Dalgıç yüzeye çıktığında bilinç kaybı olması öncelikle akla AGE’ni getirmelidir. Olguların %90’ında bulgular ilk 10 dakika içinde ortaya çıkar. İlk bulgu, baş ağrısı, nöbet geçirme ve görme bozuklukları olabilir. Olguların %25-50 sinde de nefes darlığı, öksürük sonrası kanlı balgam, göğüs ağrısı gibi bulgular görülebilir.
İLKYARDIM
- DKH ve AGE için tek ve kesin tedavi, Basınç Odasına alınarak hiperbarik oksijen ile rekompresyon uygulamaktır.
- İlkyardım ve acil tedavide öncelikle rekompresyona başlayana kadar geçen sürede hastaya gerektiğinde Temel Yaşam Desteği yapılmalıdır.
- DKH ve AGE ‘nin bulgularını azaltacak ya da giderecek hiçbir ilaç yoktur.
- İlkyardımda en önemli aşama tanının zamanında konulması ve rekompresyon yapılacak merkeze transportu ile ilgili çalışmaların hemen başlatılmasıdır .
- Hastaların karadan taşınması daha uygundur. Çünkü havadan ulaşım sırasında, yükseklik artışı nedeniyle basınç düşer ve nitrojen kabarcıkları vücuda daha fazla yayılabilir. Hastaların havadan taşınması gerekirse kabin içi basıncının 1000 ayaktan daha düşük olması gerekir. Hastayı transfer sırasında portable basınç odası kullanılması gerekebilir. AGE olan olguların sırt üstü taşınması uygundur.