Sağlıkta on dört yıldır süren bir dönüşüm izliyoruz. Bu dönüşüme “sağlık reformu”, “sağlıkta çağ atlama” diyenler çoğunlukta.
Halkın büyük çoğunluğu sağlıkta dönüşümün ne olduğunu bilmiyor. İstediği hastanede muayene olabilmesi, arzu ettiği ilacı her eczaneden alabilmesi, gittiği aile hekimine istediği ilacı yazdırabilmesi, TV’de izlediği sağlık programlarında bahsi geçen hastalık ile ilgili istediği testi, gittiği hastanede yaptırabilmesi, işlerin yolunda gittiğine inanmasına yetiyor.
Dönüşümün aslında sağlıkta özelleşme olduğunu, bunun sakıncalarını maaşından yapılan kesintiler arttıkça anlıyor. Kanser, kalp hastalığı, yoğun bakım gereksinimi, ameliyat gerektiren durumlarda bu gerçeği farkediyor.
BAŞKANLIK SAĞLIĞI NASIL ETKİLER ?
Güya hastane kuyrukları kalktı. İnternetten veya telefonla randevu alabilmek için günlerce bekliyoruz. Üstelik, randevu alsak da, alamasak da her arama için para kesiliyor.
Peki, başkanlık gelince randevu parası kaldırılacak mı ?
İlk başta katkı payları “sadece 2 TL olacak” dediler. Uygulama başladığında yüzde 1000 zamlandı. İlaç yazılmasa bile muayene için devlet hastanelerinde 6 TL, özel hastanelerde 15 TL alıyorlar. Peki, başkanlık gelince bu katkı payları kaldırılacak mı ?
“Özel hastaneleri sigortalılara açtık” diyorlar. Gittiğinizde önünüze konulan rakamlar korkunç. “Üst sınır yüzde 30 olacak” dediler, yüzde 200’e çıktı.
Peki, başkanlık gelince özel hastanelerin sigortalıdan, emekliden, dul, yetim, fakir fukaradan alacağı ücret düşecek mi ?
Özel hastanelerde muayene ile birlikte, tahlil, röntgen, ameliyat için de para alıyorlar.
Peki, başkanlık gelince bu hizmetler ücretsiz olacak mı ?
“İstisnai sağlık hizmeti” diye bir şey buldular. Diyelim ki doktor robotik ameliyat yapacak. Bu da paralı. Üstelik devlet hastanesinde bile. Peki, başkanlık gelince her vatandaş yaptırdığı ameliyatı nerede olursa olsun, parası olsa da, olmasa da, para vererek yaptırmaya devam edecek mi ?
Genel Sağlık Sigortası dediler, yığınla sigorta pirimi ödüyoruz. Şimdi de “tamamlayıcı sigorta” kavramı çıkıyor. Yine paramızı alacaklar. Peki, başkanlık gelince tamamlayıcı sigortadan, yani cebimizden para almaktan vazgeçecekler mi ?
“Hastanelerde rehin kalma ayıbı son buldu” diyorlar. Hastaneler faturayı ödeyemeyen hastaları artık rehin almıyor. Hastaya senet imzalatılıyor, sonra icra memurları ve hapishane. Sayı öylesine arttı ki hastane borçlarına af getirmek zorunda kaldılar.
Peki, başkanlık gelince hastaya senet imzalatma uygulaması devam edecek mi ?
Telefonla randevu sisteminde hastaya ayrılan süre on dakikayı bile bulmuyor. Randevusuz hastalar da eklenince hasta başına düşen süre beş dakikaya iniyor. Günde 100-150 hasta bakmaya zorlanan bir doctor, hasta bakımında ne kadar başarı sağlayabilir ? Peki, başkanlık gelince hastaya ayrılan süre gerçek gereksinim duyulan zaman olacak mı ? Bir hasta için belki 10, diğeri için 17, 25 dakika ?
Acil Servislerdeki izdihamın böylesine artması, sağlıkta dönüşümün geldiği acıklı durumdur. Tedavi olamayan veya katkı payı ödemeden acil serviste bakılmak isteyen soluğu acil serviste alıyor. 78 milyon nüfuslu Türkiye’de bir yılda acil servislere başvuran hasta sayısı 100 milyonun üzerinde. Peki, başkanlık gelince acil servislerde yaşanan bu yığılma önlenebilecek mi ?
Sağlık Bakanlığı 2013 yılında bebek ölüm hızını binde 7.8 olarak açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise aynı yıl içinde binde 10.8 olarak açıkladı. Aynı TÜİK, 2014 yılında binde 11.1’e yükseldiğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı istatistiklerle oynuyor. Peki, başkanlık gelince sağlık istatistiklerine güvenebilecek miyiz ?
Samsun’da iki aylık Kübra’nın açlıktan, Konya’da kırk günlük Ayaz’ın soğuktan ölmesine engel olamayan sağlıkta dönüşüm, Başkanlık gelince bu ölümleri önleyebilecek mi ?
SON SÖZ: Anayasa değişimi için son sözü millet söyleyecek. Sağlıklı seçim olsun !
