SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN İLK KURAL

Sağlıklı yaşam için olmazsa olmaz kurallardan biri, doğru beslenmektir.
Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir.
Vücudumuzu oluşturan hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız.
Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratla beslenmek yanlıştır. Dengeli beslenerek vitaminler, mineraller ve lifler gibi önemli besin maddelerinden de almış oluruz.
Beslenme piramidi 5 ana besin grubunu içerir. Piramit en altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken karbonhidratlarla başlar ve daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Bu besin grupları karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şekerdir. Beslenme piramidi gıdaların doğru seçimi için rehberimiz olmalıdır.
NE YİYORSAN O’SUN
Yediklerimiz kaderimizi belirliyor. Ne yiyorsak, sağlığımız ve geleceğimiz bununla belirleniyor.
Gelin, şimdi bazı doğruları paylaşalım:
– Doymuş yağ (tereyağ, kuyruk yağı) oranı yüksek besinleri daha az tüketmeliyiz. Yeterli miktarda doymamış yağ (ayçiçek, mısırözü, soya, fındık, zeytinyağı) almaya dikkat etmeliyiz.
– Yağlı kırmızı et yerine yağsız et, kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye) balık ve tavuk tercih etmeliyiz.
– Süt ve süt ürünleri de (yoğurt, peynir vb.) tüketmeliyiz fakat bunların da az yağlı olmalarına dikkat etmeliyiz.
– Süt, peynir, tereyağı ve ette bulunan yağ, kolesterolü yükseltir. Kolesterol damarlarımıza zarar vererek, kalp problemlerine ve felce yol açabilir. Bu tür besinleri azaltarak, daha fazla zeytinyağı, fındık ve badem yemeye özen göstermeliyiz.
– Günlük olarak taze meyve, sebze tüketmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu şekilde günlük olarak bol bol vitamin, mineral ve antioksidan almış oluruz.
– Su vücudumuz için en faydalı içecektir. Vücudumuzun yüzde 60’ı sudan oluşur ve su vücuttaki her organ için hayati önem taşır. Yemek aralarında ve sabah uyanır uyanmaz su içmeye çalışmalıyız. Sade su içmekte zorlanıyorsak, içine birkaç limon ya da portakal dilimi ekleyerek
içmeyi deneyebiliriz.
– Yemeklerimizi haşlama, fırında pişirme veya ızgarada pişirme yöntemleriyle pişirirsek yemeğe eklenecek yağı da azaltmış oluruz.
– Yüksek miktarda şeker tüketmek, kalp ve damar problemlerine yol açabilir. Şekeri azaltmak için, işlenmiş yiyeceklerden ve ağır tatlılardan vazgeçmeliyiz. Tatlı birşeyler yemek istediğimizde çikolata yerine bir parça meyve yemeyi tercih edebiliriz.
– Gıdalardan aldığımız günlük tuz miktarı bir çay kaşığını geçmemelidir.
– Güne kahvaltı yaparak başlamalıyız.
– Her yemek yediğimizde midenin 1/3’ünü boş bırakmalıyız. Tam olarak dolu mide sağlığımızın zaman içinde bozulmasına ,erken yaşlanmaya neden olur.
– Zihinsel faaliyetlerin gerektirdiği enerji kaynaklarının en önemlilerinden biri de meyvelerdir. Beynin oksijen dışındaki tek enerjisi glikozdur. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur. Diğer gıdalarla alınan şeker midede yakılarak glikoza çevrilir. Bu nedenle meyveleri aç karnına yemeliyiz. Meyveler yemeklerden 30 dakika önce veya 3 saat sonra alınmalıdır. Mide doluyken alınan meyveler midede kalıp besin değeri kaybolup orada mayalanacağı için bütün sindirim sistemimizi yorar.
– Gereksinim duyduğumuz vitamin ve mineralleri doğadaki besin kaynaklarından yeterince alamadığımız ortadadır. Havamız, suyumuz, toprağımız kirlendikçe doğada bulunan meyve ve sebzelerin içerdiği vitamin değerleri de azaldı. Bu nedenle, vitamin gereksinimimizi dışarıdan takviye ile karşılamalıyız.
– Vücudumuzda dakikada 10 milyon hücre ölür ve bir o kadarı da yenilenir. Ortalama 100 günde (beyin ve sinir hücreleri hariç) bütün vücudumuz yenilenir. Düzensiz kötü beslenme yenileme sistemini aksatır. Cildimiz canlılığını, tazeliğini kaybeder ve en önemlisi hastalıklara açık oluruz. Yorgunluk, çabuk yorulma, baş ağrısı olabilir. Düşünce ve hafıza sistemi bulanıklaşır. Bu nedenlerden dolayı düzenli ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeliyiz.
SON SÖZ: Yemek için yaşamamalı; yaşamak için yemeliyiz.