Geçtiğimiz hafta, Türkiye kasırga ile meşgul oldu.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz hafta, Ege ve Akdeniz için Tropik Fırtına uyarısında bulundu. İzmir ve Muğla Büyükşehir Belediyeleri alarma geçti. Türkiye’ye Ege kıyılarından gelmesi ön görülen fırtınanın saatte 75-80 kilometre hızla ülkeye giriş yapacağı öngörüldü.
İKLİM değişikliği nedeniyle İtalya’nın güneyinde etkili olan ‘Medicane’ kasırgasının, geçtiğimiz pazar akşamı ya da pazartesi sabahı erken saatlerde, gücünü yitirerek İzmir’e gelmesinin beklendiği bildirildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Gündüz, saatteki hızı 180 kilometre öngörülen kasırganın, gücünü Yunanistan kıyılarında yitirdikten sonra Türkiye’ye gelebileceğini ve saatte 75-80 kilometre hızla Ege kıyılarını etkileyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
Geçtiğimiz hafta boyunca kasırga ile ilgili yaşadıklarımız, afetlere hazırlık konusunda ne kadar yetersiz, deneyimsiz ve hazırlıksız olduğumuzu gösterdi. Resmi kurumların da halkı bilinçlendirme ve bilgilendirme konusunda, sınıfta kaldığını söylemeliyim,
Hafta boyunca beklenen kasırga, Türkiye sahillerini etkilemedi. Ancak, yaşadıklarımızdan dersler çıkararak, gelecekteki doğal afetlere hazır olabiliriz.
Öncelikle, afetlerden önce resmî kurumların yaptığı, bilgi ve bilinçlendirme amaçlı açıklamalar güven verici olmalıdır. Basit, akla yatkın, uygulanabilir ve yaygın olmalıdır.
Medicane kasırgası ile ilgili tatmin edici bilgi ve duyuru gecikince, fısıltı gazetesi çalışmaya başladı. Unutmayalım ki, fısıltı gazetesinde, haberler kolayca abartılmaktadır.
Kasırga öncesinde alınacak bireysel önlemler ne yazık ki doğru kanallar aracılığı ile vatandaşa ulaşmadı. Bu da başta İzmir ve Muğla olmak üzere tüm Ege Bölgesi’nde kaygıya neden oldu.
Kasırga öncesinde toplumda yaşanan, kaygıyla karışık bilgi kirliliği ortamı, gelecekte yaşayabileceğimiz daha büyük afetler için düşündürücü oldu.
Peki, ne yapılmalı ?
Nasıl hazırlanmalı ?
Afetlere nasıl hazırlıklı olabiliriz ?
Öncelikle, afetlere hazırlığın sadece birkaç kurumu ilgilendirmediğini kabul etmek zorundayız. AFAD, Kızılay, Meteoroloji, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı dahil olmak üzere toplumdaki her kesimi ilgilendirdiğini kabul etmeliyiz.
Afetlere hazırlık evde başlar. Her birey yaşanacak afetler öncesinde nasıl hazırlanması gerektiğini öğrenmelidir. Afet sırasında neler yapacağını, nasıl korunacağını, nasıl yardım edeceğini bilen bireylerin sayısını artırdıkça afetlere hazır olabiliriz.
Afet bilincinin, ilkyardımın öğrenilmesi için dernek, vakıf ve odaların düzenlediği kurslar yeterli değildir. Okul öncesi dönemden başlamak üzere, her ders yılında, afetlere hazırlık konusunda dersler planlanmalıdır. Tekrar, tekrar, tekrar…
SON SÖZ: Afetler devam edecek. Hazır olursak, bizi yok edemez.