Meziyet Teyze ile tanıştığımda, 98 yaşındaydı.
Meziyet Onur, İzmir Karşıyaka Lisesi Eğitim Vakfı (İKLEV) tarafından başlatılan, “Atatürk’ü son görenler” projesi ile okulları gezmekteydi.
Vakıf yöneticilerinden Ergün Okçay’ın daveti ile Meziyet Teyzeyi Karşıyaka Aksoy’daki evinde ziyaret ettim.
İlk gördüğüm anda gözleri ışıl ışıl bakan, son derece sağlıklı bir Cumhuriyet kadını ile tanışmanın onurunu yaşadım.
İlk görüşmemizde, bana okul ziyaretlerini anlattı. Öğrencilere büyük bir özenle Atatürk ile ilk karşılaştığı zamanı anlatıyordu.
Her seferinde, o unutulmaz ilk teması adeta, yaşıyordu. Gözleri doluyor, sesi titriyordu.
8 yaşından, 17 Kasım 2017 sabahı gözlerini yumana kadar hep Ata’sıyla yaşadı.
8 YAŞINDA GÖRDÜ
Meziyet Onur, 8 yaşında Atatürk‘ü görme şansını yakalamış, yaşayan nadir isimlerden biriydi.
Balkan Savaşları’nın ardından Türkiye’ye göç ederek ailesiyle İzmir’e yerleşen subay Şerafettin Bey’in 4 çocuğundan biri olan Meziyet Okur, o yıllarda çocukların Atatürk’ün kahramanlıklarını dinleyerek büyüdüklerini söylüyordu.
Kendilerinin Balkan göçmeni olması ve mavi renkli gözleri nedeniyle okuldaki öğrencilerin çoğunun “Mustafa Kemal’in akrabası mısınız” diye sorduğunu anlatan Meziyet Teyze, Hakimiyet-i Milliye İlköğretim Okulunda 2’nci sınıfa giderken Atatürk’ün okullarına geldiğini anlatıyordu.
SAÇLARIMI YIKAMADIM
Meziyet Onur, Atatürk ile karşılaştığı anı şöyle aktardı:
“Önderimiz okulumuza geldi, sonra bizim sınıfımıza girdi. Yer vermek istedim ‘hayır’ dedi; bizimle konuşurken saçlarımı okşadı. Ziyaretin ardından arkadaşlarım saçlarımı ellemek istedi, izin vermedim. Atatürk dokunduğu için 15 gün boyunca saçlarımı yıkamadım.”
TERZİ MEZİYET ONUR
Meziyet Hanım, Karşıyaka’nın en ünlü terzilerindendi. Gelinlik dikme konusunda uzmandı ve ününü de buna borçluydu. Gelinlik dikmenin sorumluluk isteyen bir iş olduğunu, her detayında, her kıvrımında büyük bir sabır ve dikkat gerektiğini söylüyordu.
Sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını da buna bağlıyordu.
Meziyet Teyze, hayatı da aynı gelinlik dikmek gibi sabırla, dikkat ve itinayla yaşamak gerektiğini söylüyordu. Tane tane konuşurken, algısının, anlamasının ve espiri anlayışının ne kadar yüksek olduğunu düşünmüştüm.
100 yaşına bastığı hafta, Meziyet Teyzeyi oğlum Ali Özgür ile birlikte ziyaret etmiştik. Ali Özgür de Atatürk’ü gören kadını tanımak istemişti.
Ali Özgür’ü gördüğünde, uzun boyuna bakıp, yukarıdan aşağı süzdü ve şöyle sordu:
“- Orada havalar nasıl ?”
SON SÖZ: Meziyet Onur, şimdi çok sevdiği, hayallerinde yaşattığı Atatürk gibi sonsuzluğa uçtu gitti. Toprağı bol olsun.