Karşıyaka yıllar sonra şampiyonuna kavuştu. Şampiyon da nihayet, Karşıyaka’da ölümsüzleşti.
Muharrem Candaş 1950 yılında, Dünya Şampiyonu olarak Türkiye’ye grekoromen dalda ilk altın madalya kazandıran güreşçimizdir. Karşıyaka’nın öz evladı, güreşe Karşıyaka Spor Klübü’nde başlamış ve 1946’da milli takıma seçilmiştir. Milli takıma seçildiği ilk yıl Stokholm’da, Avrupa Şampiyonası’nda 87 kilo serbestte bronz madalya, 1949’da İstanbul’da Avrupa Şampiyonası’nda ağır siklette gümüş madalya kazanmıştır.
2 Nisan Cumartesi günü Girne Caddesi üzerindeki Kültür Park’ta açılan Kapalı Spor Salonu’na, Karşıyaka Belediyesi tarafından, Muharrem Candaş Spor Salonu adı verildi.
Teşekkürler Karşıyaka Belediyesi, teşekkürler Hüseyin Mutlu Akpınar.
Açılışta konuşan gazeteci yazar Okan Yüksel, İsveç’in birçok kentinde, Dünya Güreş Şampiyonu Jalmar Sjöberg’in adını taşıyan tesisler, salonlar olduğunu gördükçe, kendi kendine “neden?” diye sorduğunu anlattı. “Neden bizim şampiyonumuzun adını taşıyan bir salon yok ?” Gecikmiş olsa da Karşıyakalı Şampiyon’un adının yaşayacak olmasından duyduğu memnuniyeti vurguladı.
SPOR VE DOPİNG
Sporun ve birçok sporcunun son yıllarda sıkça dopingle anıldığı ülkemizde, amatör spor dalları giderek yok olmaktadır. Bugünkü spor politikasının, sportif başarıdan anladığı, tamamen başarıya odaklı sonuç almaktır. Bu nedenle, onlarca yabancı uyruklu sporcu Türk vatandaşlığına geçirilmiş ve milli forma verilmiştir. Bu girişim, sportif başarı getirmemiştir. Birçok sporcumuz madalya konusunda büyük bir baskı yaşarken, doping nedeniyle uluslararası yarışlardan men edilmiş, sporu bırakmak zorunda kalmıştır.
SPOR ÇOCUKLUKTA KAZANILAN BİR ALIŞKANLIKTIR
Sporun, ilköğretimden başlamak üzere ciddi bir plan ile ele alınması gerekmektedir. Obesite, diabet, kalp damar hastalıkları, kanser gibi kronik birçok hastalıkla başedebilmek için bir yandan egzersiz yapmayı, hareket etmeyi, hatta hergün yürümeyi öneren Sağlık Bakanlığı yetkilileri bilmelidir ki, spor ve egzersiz çocukluk yaşlarında başlayan bir alışkanlık olmalıdır.
Bugün, ilköğretim, lise ve üniversitelerde spora verilen önem, 1970’li yıllardaki uygulamaların bile gerisinde kalmıştır. Son 15 yıl içerisinde uyuşturucu madde bağımlılığında yüzde 300 artış tesadüf değildir.
Karşıyaka Belediyesi tarafından hizmete sokulan Muharrem Candaş Spor Salonu hem geleceğin şampiyonlarının yetişmesine öncülük edecek, hem de çocuklarımızın sağlıklı bireyler olması için katkı sağlayacaktır.
Yeter mi?
Elbette yetmez.
Spor salonlarının, atletizm pistlerinin, yüzme havuzlarının, tenis kortlarının sayılarının artması ve sporun bir yaşam felsefesi haline getirilmesi gerekir. Bu da Devlet’in görevidir.
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’ın Sur İlçesinde yaşayan Avrupa İkincisi 14 yaşındaki Dilara Ertaş, terör nedeniyle antrenman yapamamaktan yakındığını söyledi ve şöyle devam etti: “Tüm arkadaşlarım güven içinde spor yapmak istiyor. Fırsat verilse şampiyon olacak çok arkadaşım var”.
SON SÖZ: Başımıza seçtiklerimizin düzenli spor yapması, birçok sorunun çözümü için anahtar olabilir.