KANSERDEN NASIL KORUNALIM ?
Son yıllarda çevremizde kanser tanısı konulmuş o kadar çok hasta var ki !
Her gün bir tanıdığımıza, yakınımıza, sevdiğimiz bir ünlüye kanser tanısı konulduğunu duyar olduk.
Aslında birçoğumuz, kanserin son yıllarda neden bu kadar arttığını biliyoruz. Doğal çevrenin giderek bozulması. Yaşam şeklimizin değişmesi. Kanserojen olduğu kanıtlanmış olan maddelerle iç içe bir yaşam. Petrol ürünleri, kanserojen katkı maddeleri, sigara.
Türkiye’de her 10 ölümden biri kanserden kaynaklanmaktadır. Ülkemizde her yıl 100 bin kişiye yeni kanser tanısı konulmaktadır. Bu oranın üçte ikisini kadınlar, üçte birini ise erkekler oluşturmaktadır. Her iki cinste de özellikle 40’lı yaşlardan itibaren kansere yakalanma riski artmaktadır.
Ülkemizdeki erkeklerde görülen kanser türlerinden yüzde 31’ini akciğer kanseri, yüzde 7’sini lenfoma ve lösemi, yüzde 6.9’unu da gırtlak kanseri oluşturmaktadır. Kadınların ise yüzde 26’sının meme kanserine, yüzde 7.6’sının yumurtalık kanserine yakalandığını biliyoruz.
Kanser, vücudumuzda kontrolsüz olarak doğan ve büyüyen hücre oluşumudur. Kanserli hücre insan tarafından denetlenemez. Kanser, sanki bu eşsiz makinaya zarar vermek için görevli düşman gibidir.
Kanser hastalığına yol açan nedenlere bakalım:
Kanser ile beslenme arasındaki doğrudan ilişki son yıllarda ön plana çıkmaktadır. Bu konuda çok sayıda bilimsel kanıt bulunmaktadır. Sudan ete, sütten sebze-meyveye varana dek sıkça tükettiğimiz birçok besin bir yandan kimyasallarla, diğer yandan da hatalı üretim teknikleri sayesinde sofralarımızda zehir olarak yer almaktadır.
Genetik etkenler de çok önemlidir. Ailede kanser tanısı konulmuş bir ya da birkaç kişi varsa, bizde de kanser ortaya çıkma olasılığı artmaktadır.
Sigara ve aşırı alkol tüketimi, uzun süre güneş ışığında kalma, çok genç ve ileri yaşta doğum yapma, çok sayıda doğum yapma, çevre kirliliği bilinen en kesin kanser etkenleridir.
Obesite de kansere davetiye çıkarmaktadır. Aşırı şişman kadınlarda en çok safra kesesi ve rahim kanseri olgularına rastlanmaktadır.
Akciğer kanseri yüzde 90 oranında sigaraya bağlı olarak görülürken, radyasyon ve hava kirliliğine maruz kalanlar da yüksek risk grubundadır.
Kanser belirtilerini bilmemiz çok önemlidir. Bunlardan herhangi biri varsa mutlaka hekime başvurmalıyız:
Rahim ve makattan gelen anormal kanama veya akıntı.
Memede veya vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan şişlik veya sertlikler.
Bir aydan daha uzun süren ses kısıklığı.
Bir aydan daha uzun süren öksürük.
Yutma güçlüğü ve hazımsızlık.
Ben ve siğillerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişikliği ve yara.
Normal olmayan kanamalar.
İyileşmeyen yaralar.
Korunma yolları nelerdir ?
■ Sigara içmemek: Kanserden ölümlerin yüzde 30’undan, akciğer kanseri vakalarının yüzde 87’sinden sigara sorumludur. Sigara ayrıca ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserine de yol açmaktadır.
■ Alkol almamak ya da miktarını sınırlamak: Alkol, ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserinin bilinen sebepleri arasında bulunmaktadır. Özellikle sigara ile beraber alkol almak, kanser riskini artırmaktadır.
■ Sağlıklı ve doğal besinler tüketmek. Katkı maddeleri, koruyucu maddeler arttıkça yediklerimiz ve içtiklerimiz doğal olmaktan çıkmaktadır.
■ Düzenli egzersiz yapmak. Haftada beş gün, birer saatinizi egzersize ayırmanız sizi kanserden koruyacaktır.
■ Sağlıklı bir kiloyu koruyabilmek çok önemlidir. Kanser riskini azaltmanın en önemli yollarından biri de aşırı kilolardan korunabilmektir.
■ Kanserin erken belirti ve bulgularını bilmek. Bunları önemsemek ve bilimsel yöntemlerden şaşmadan hekime başvurmak.
■ Kanser riskini bilmek ve kanser tarama programlarına girmek.
■ Stresle başa çıkmak. Çevremiz bizi üzen, sıkan ve yoran birçok unsurla dolu. İşte, evde, okulda, sokakta, yolda strese yolaçan birçok olay ile karşı karşıya kalmaktayız. Daha geniş, rahat ve stres karşısında güleçliğini, neşesini yitirmeyenler kanserden korunabilmektedir.
Son söz: Yeter ki erken tanı konulsun
Kanser oldukça sık görülen hastalıktır. Ancak, erken tanındığında etkilerini azaltmak ve tedavi olmak elimizdedir.
Gerektiğinde danışabileceğiniz, hastalık anında başvurabileceğiniz bir doktorunuz olmalıdır. Hiçbir yakınmanız olmasa da her yıl doktorunuza muayene olarak, kontrolden geçerek kanserden korunabilirsiniz.