KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ – AFET YÖNETİMİ DEĞERLENDİRME RAPORU
Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu
WHO-DSÖ Toplu Yaralanma Yönetimi Eğitimcisi
EuSEM-Avrupa Acil Tıp Birliği Dirençli Toplum Çalışma Grubu Başkanı
Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı
GİRİŞ
6 Şubat 2023 Pazartesi, saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 Mw; saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 Mw büyüklüğünde meydana gelen iki deprem (1), Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya ve Kilis’te geniş hasar ve can kaybına yol açtı ( Şekil 1).
ABD Jeoloji Araştırma kurumu – The US Geological Survey 7,8 Mw büyüklüğündeki sarsıntının yerel saatle 04:17’de (01:17 GMT) Gaziantep şehri yakınlarında 17,9 km (11 mil) derinlikte meydana geldiğini bildirdi (2).
20 Şubat tarihinde Hatay, Defne ve Samandağ merkezli 6.4 ve 5.8 büyüklüğündeki depremler orta ve çok hasarlı binaların da yıkılmasına neden oldu.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, Türkiye ve Suriye’de etkilenen bölgeler, 1,4 milyonu çocuk olmak üzere yaklaşık 23 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır. (3).
Deprem sonrası 35. gün, AFAD Başkanı Yunus Sezer, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından bölgedeki son durum hakkında açıklamalarda bulundu. Sezer, “ – Şu an itibariyle 47 bin 475 ölüm var, bunlardan 6 bin 278’i başta Suriyeli kardeşlerimizden olmak üzere afetzedelerden oluşmaktadır.” dedi (4).
Türk Girişim ve İş Dünyası Federasyonu (TÜRKONFED) Kahramanmaraş depremlerinde can kaybı sayısını 1999 Gölcük depremindeki veriler ışığında hesapladı. Federasyon depremlerde 72 bin 663 insan kaybı olacağını açıklayarak, depremin 84,1 milyar dolar hasara yol açacağı tahmininde bulundu (5)
IMF İcra Direktörü Mahmud Mohieldin, 12 Şubat 2023 tarihinde, Kahramanmaraş depreminin Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) üzerinde yaratacağı etki hakkında konuştu. Mohieldin, 1999 yılındaki Gölcük depremi kadar etkili olması ihtimalinin düşük olduğunu söyledi (12).
T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 17 Mart 2023 tarihinde yayımlanan raporda 11 ilde geniş çaplı yıkım yaratan depremde oluşan hasarın tahmini 2023 milli gelirinin % 9’una denk geldiği belirtildi. Bu raporda, depremin hasar tespitinin devam ettiği, hasar ve kayıp verileri geldikçe hesaplanan hasar miktarının artabileceğine dikkat çekildi (13).
Rapora göre oluşan hasarın yaklaşık %55’ini, yani 1.1 trilyon lirasını konut hasarı oluşturdu. İkinci büyük hasar maliyetini ise 242.5 milyar lira, yani 12.9 milyar dolar ile kamu altyapısı oluşturdu. Sanayi, haberleşme, sağlık gibi konut hariç özel kesim hasarlarının ise 222.4 milyar lira, yani 11.8 milyar dolar olduğu hesap edildi. Sigorta sektörünün kayıpları da dikkate alındığında kaybın yaklaşık 2 trilyon lira (194 Milyar Dolar) olduğu belirtildi (13).
AMAÇ
Bu raporun amacı, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki depremin ardından ilk 72 saat içerisinde yaşananları, Afet Yönetimi bakış açısı ile değerlendirmektir. Kahramanmaraş depremine hazırlık ve yanıt verme düzeyinin saptanması ile birlikte hem müdahale, hem de yönetim evreleri alanlarında öneriler sunarak, kamuoyuna, bilim dünyasına, yerel ve merkezi yönetimlere sunmaktır.
YÖNTEM
Afet yönetimi alanında geleceğe yön verecek gerçeklerin paylaşılması amacıyla hazırlanan bu rapor, öncelikle kişisel gözlemlerime dayanmaktadır. 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04:17’de tanık olduğumuz Kahramanmaraş depreminden sonra deprem bölgesine gönüllü olarak harekete geçmemle başlayan süreçte deneyim ve birikimlerimi paylaştım. İskenderun Devlet Hastanesi’ne ulaşmaya çalıştığımda enkaz altından yardım sesleri gelmeye devam ediyordu. Bilimsel çalışmaların gözlem ile başladığını bilen bir hekim olarak gördüklerim ile deneyimlerimi birleştirdim. Bölgeye benimle birlikte hareket eden gönüllü arkadaşlarımın deneyimlerini de ekledim. Kurucu Genel Sekreterliğini yaptığım, 1996-2003 yılları arasında başkanlığını yaptığım Türkiye Acil Tıp Derneği’nin Afet Çalışma Grubu Raporu’ndan alıntılar yaptım. Bu raporda sağlık uygulamaları konusundaki bulgu ve gözlemler, ilk deprem sonrası afet bölgelerine hareket eden ve süreç içinde bu bölgelerdeki çalışmalara katılan Acil Tıp Uzmanı ve asistanlarının gözlemlerine dayanmaktadır. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin Raporunda yer verilen ve ilk günlerle ilgili, yine gözleme dayanan bilgileri paylaştım. Raporda yer verilen nicel veriler ise konuları ile ilgili, resmi makamların açıklamalarından, kaynak gösterilerek alınmıştır.
NEDEN YIKICI OLDU ?
- Bu depremin dünya çapındaki sayılı depremlerden biri olmasının nedeni depremin büyüklüğüdür. Bu tür depremlerin dünyada 8-10 defa gerçekleştiği bilinmektedir. Fakat bunların önemli bir kısmı yerleşim olmayan yerlerde gerçekleşmektedir, bu nedenle çok hasar vermeden atlatılabilir. Kahramanmaraş merkezli depremin en önemli yanlarından bir tanesi, yerleşimin yoğun olduğu 11 ili ve çok sayıda ilçeyi vurmasıdır.
- Çifte deprem olmasıdır. Bu kadar sık aralıklarla, bu kadar büyük iki deprem jeoloji tarihinde son derece azdır. Birinci depremin verdiği hasarı, ikincisi artırmış oldu. Birincinin verdiği hasarı ikincisi yıktı.
- Deprem ivmesi, depremin yüzeyde yaratmış olduğu sarsıntının büyüklüğüdür. Bu ivme değerleri Kahramanmaraş depreminde çok yüksektir.
- Pazarcık merkezli depremin saatinin 04:17 olması öldürücü etkiyi artıran bir başka nedendir. Derin uykuda olan insanların toparlanabilmesi, konuyu kavrayabilmesi, karar verip, kurtulabilmesi çok zor olmuştur.
- Soğuk ve yağışlı hava koşulları da depremin afete dönmesinde, çok sayıda ölen ve yaralanan olmasını artırmıştır.
- Afet Yönetiminde risk değerlendirme ve hazırlık en önemli alanlardır. Deprem sonrası yaşananların gerçek bir afete dönmesi doğanın değil, bilim ve akıla inanmayan, hazırlanmayan, yöneticilerin kusurudur. Onbinlerce insanın ölümünden, kaybından ve çile çekmesinden yine bu insanlar sorumludur.
YAŞADIKLARIMIZ & TANIK OLDUKLARIMIZ
İLK 72 SAAT / ALTIN SAATLER
6 Şubat 2023 Kahraman Maraş – Hatay Depremi büyüklüğündeki depremlerden sonraki müdahalenin ilk amacı, çok sayıda insanı canlı ve sağlam kurtarabilmektir. Bu nedenle afet durumu ilan edildikten sonra kriz merkezi hazırlanması, güvenlik, yol güvenliği, trafik düzeni, arama kurtarma, ilk yardım, alan triajı, hastanelerin afet durumu ilan etmesi ve HAP (Hastane Afet Planı) uygulamasına geçmesi, barınma, yiyecek ve içecek temini gibi hizmetler hızla yerine getirilmelidir. (6).
Yaklaşık 500 kilometrelik bir alanın etkilendiği düşünüldüğünde bölgede yaşayan ve afet yönetiminde görevi olan yetkililerin, yöneticilerin, sağlık görevlilerinin, kurtarma takım görevlilerinin de birer depremzede oldukları ortadadır.
Afet yönetim süreçlerinde ilk 72 saate altın saatler denilmesinin nedeni, bu dilimde hızlı ve doğru hareket edilmesinin önemini ortaya koymaktır. Böylece, kurtarılabilecek en çok sayıda insanı sağlıklı ve bütün kurtarabilmek mümkün olabilir. Bu süreç yavaş işlediğinde, ağırdan alındığında, önceden hazırlık yapılmadığında ölen ve sakat kalan insan sayısı geometrik olarak artmaktadır.
Böyle bir tabloda deprem alanı dışındaki bölgelerden yardım gelmesi, gönüllülerin harekete geçmesi olağandır.
İLK 72 SAAT ALT YAPI DURUMU
Ulaşım
Karayolları Genel Müdürlüğü, 8 Şubat 2023 tarihli açıklamasında trafiğe kapalı güzergah bulunmadığını açıklasa da Hatay Havalimanı ve Hatay-Reyhanlı yolunda sorunlar olduğu, kullanılamaz hale geldiği anlaşıldı. Sahadan gelen bilgi ve görüntülere göre birçok ilçe ve köyün yollarının ulaşıma açık olmadığı anlaşıldı. Başta Gaziantep, Hatay, Gaziantep-Osmaniye, Adıyaman – Çelikhan yolları olmak üzere yollarda birçok çökme meydana geldi. Onarım çalışmaları devam etmekle beraber, bazı noktalarda yol altyapılarının yeniden inşası gerekmektedir. (5).
Elektrik
Depremden etkilenen illerin önemli kısmında trafo noktaları yıkıldı, kimi bölgelerde elektrik dağıtım şebekesi yok olma düzeyinde zarar gördü. Trafo ve şebeke tesislerinin yeniden devreye alınması uzun zaman aldı. Ana enerji iletim tesis ve hatlarında sorunlar giderilmiş olsa da şehir içi dağıtım kısımlarında bazı ilçelerde ve il merkezlerinde sorunlar 10. günden sonra da devam etti (5).
Doğal Gaz
BOTAŞ Gaz Sevkiyat ve Kontrol Merkezinden, SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition – Geniş alana yayılmış tesislerin tek bir merkezden bilgisayar, cep telefonu veya tablet gibi cihazlarla izlenebildiği bir sistemdir ve temel olarak bir yazılımdır ) üzerinden deprem bölgesindeki gerekli tüm vanalar otomasyon sistemi üzerinden uzaktan kapatılarak sahaya ekipler sevk edildi. Yerden ve havadan yapılan incelemeler neticesinde Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay illerine gaz arzı sağlayan doğal gaz ana iletim hattının bulunduğu 3 bölgede hasar meydana geldiği tespit edildi (7).
İletişim
11,5 milyon mobil abone bulunun afet bölgesinde il ve ilçelerde telekomünikasyon hizmetleri ciddi aksaklıklar yaşadı. Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un üyesi olduğu Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği’nin açıklamasına göre 2.451 baz istasyonu devre dışı kaldı. 190 mobil istasyon yollandı ve enerji ihtiyacının karşılanması için operatörler tarafından bölgeye acilen 3 bin 485 adet jeneratör sevk edildi. Aksaklıklar haftalar geçmesine rağmen çoğunlukla köy ve ilçelerde devam etmektedir (8)
Hastaneler
2012’de deprem dayanıklılık raporu olumsuz gelen İskenderun Devlet Hastanesi’nin A Bloğu Yoğun Bakım hizmeti için kullanılıyordu ve depremle beraber yıkıldı. Hatay İl’inde iki devlet hastanesi yıkılırken birçok özel hastane de yıkıldı veya kalıcı zarar gördü. Yıkılan hastane sayısı resmi makamlarca henüz paylaşılmamakla beraber sahada sahra hastanelerine ve sağlık çalışanlarına olan ihtiyaç belirtilmektedir (5).
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ciddi hasar oluştuğu bildirilirken, Hatay Antakya Devlet Hastanesi’nin yıkıldığı, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’nin kullanılamaz hale geldiği ifade edildi.
Elazığ Fırat Üniversitesi Çocuk Yoğun Bakımı Ünitesinin zarar gördüğü; Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesinin yangın merdiveni ve ameliyathanelerinin hasar aldığı; Malatya Eğitim ve Araştırma hastanesinin de bir bloğunun çöktüğü iletildi (9).
Bu hastanelerdeki yaralıların depremi hasarsız atlatan Mersin ve Adana’daki şehir hastanelerine nakledildiği belirtildi (9).
AFAD Basın bültenine göre, Deprem bölgesinde uygun inşaat yöntemleri ile inşa edilmiş olan Malatya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, Malatya Battalgazi Devlet Hastanesi, Gaziantep İnayet Topçu Hastanesi, Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Kahramanmaraş Elbistan Devlet Hastanesi, Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi, Elâzığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi depremden ve sadece 4 gün önce hizmete açılan Hatay Samandağ Devlet Hastanesi hizmete engel bir hasar almadığı bildirildi (11).
Gaziantep ve Adıyaman’da bazı hastanelerde hasar neticesinde hizmette aksamalar meydana geldiği, binaların zarar görmesi ve sağlık çalışanlarının maddi ve manevi kayıpları sağlık sunumunda aksamalara neden olduğu ifade edildi.
İlk gün hastane bahçelerinde bakım olanağı sağlayacak çadırların kurulmasının geciktiği gözlenirken yapısal hasarın nispeten az olduğu hastanelerde giriş katlarında ve acil servislerinde hasta bakımı verilmeye çalışıldığı bildirildi.
Malatya ve Elâzığ gibi görece daha hafif etkilenen illerde elektrik ve diğer çevre yapılardaki hasarlar nedeniyle asansörlerin çalışmaması gibi teknik zorluklar yaşandığı iletildi.
Deprem dayanıklılığı yüksek olarak yeni inşa edilmiş Mersin ve Adana Şehir Hastanelerinde önemli bir hasar tespit edilmediği ve afet sonrası erken dönemde hızlıca organizasyon sağlayıp medikal bakıma devam edebildikleri görüldü.
Adıyaman gibi şehir merkezinde tek hastane mevcut olan bazı illerde ise teknik ya da yapısal aksaklıkların sağlık sunumunu beklenenden daha fazla etkilediği, bu durumun özel bir kırılganlık noktası olduğu görüldü.
Aktif olan hastane bilgilerinin ve erişim olanaklarının paylaşıldığı toplum kaynaklı veri setleri sayesinde bölgede bulunan gönüllüler bilgileri sosyal medyada ve dijital olarak paylaşmaya başladı (9).
Ayakta kalan bazı hastanelerde acil servisler ve yataklı servislerde yeni alanlar açabilmek için tahliye planlarının devreye alındığı bildirildi (Adana, Mersin, Diyarbakır Şehir Hastaneleri). Tahliye yapabilen hastanelerin çevre illere ulaşımı nispeten daha kolay olan hastaneler olduğu, bu tahliyelerin kapsamının servislerde yatan elektif hastalar ve acil servislerde bakılan ayaktan hastaları içerdiği, bu sayede acil servisler ve yataklı servislerde yeni alanlar yaratılabildiği ifade edildi.
Erken dönemde tahliye yapamayan hastanelerde; ayaktan çok yüksek sayıda yaralının başvurması, yok olan ulaşım güzergâh ve araçlar sebebiyle tahliye ve nakil olanaklarının kaybolması, hasar gören vericiler sebebiyle iletişimin kesilmesi gerekçe olarak bildirildi.
Deprem bölgelerinden yapılan 112 acil çağrıların deprem bölgesi haricindeki illere yönlendirildiği ifade edildi.(10) Bu illerin komuta merkezlerinin deprem bölgesinin dinamik olarak değişen açık yol ve güzergahlarına aşina olmaması, resmi olarak ifade edilemeyen adres tariflerinde bekleneceği üzere zorluklar ortaya çıkardığı belirtildi.
Hastaların dış merkezlere sevki amacıyla ambulans sistemine erişmenin zorlaştığı ve yer yer mümkün olmadığı bildirildi.
Hastane Sistemleri ve Sağlık İletişimi, görevlendirme beklemeden gönüllülük esasıyla hızlıca bölgeye intikal eden sağlık çalışanlarının yaptıkları ilk gözlem ve tespitler, sonradan gelecek ekiplerin planlanması ve yönlendirilmesinde çok kritik katkılar sağladığı ifade edildi.
Depremin yarattığı yapısal hasarlar ve elektrik kesintileriyle kesintiye uğrayan bölgesel iletişim, özellikle de internet aracılı hizmetler, ilk günün ancak sonuna doğru, kısmen ve yine bölgesel olarak sağlanmaya başlanabildi (8).
Hastane ve çadırlarda elektrik ve internet bağımlı olarak kurgulanmış olan hastane bilgi, ölüm bildirim (ÖBS) ve adli bildirim sistemlerinin devre dışı kaldığı belirtildi.
Ölü ve yaralıların kimliklendirmesi ve kayıtları, adli muayene ve ölüm bildirim sistemi (ÖBS) bildirimlerinde önemli sayılabilecek aksaklıklarla karşılaşıldığı bildirildi.
Elektrik sağlanabilen yerlerde X-Ray ve bilgisayarlı tomografi kullanımı sağlanabilse de radyoloji ve biyokimya laboratuvar sonuçlarının raporlanması, hekimlere iletilmesi, kayıt altına alınması gibi hizmetlerin sağlanmasında çok farklı ve çeşitli yöntemlerin denendiği, başarı oranlarının da değişken olduğunun gözlendiği bildirildi.
Acil serviste özellikle el tipi taşınabilir ultrasonografi (USG) cihazı kullanımının hasta triyajı ve yönetimindeki faydasının ölçülemeyecek kadar yüksek olduğu saha gözlemlerinde defaten bildirildi.
Sağlık Personeli
TATD Afet Komisyonu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler Acil Tıp Uzmanları saha gözlem raporuna göre sağlık çalışanlarının hepsi aynı zamanda depremzede olduğu, depremzede sağlık çalışanlarının ailelerinde kayıplar yaşandığı ve yakınlarına ulaşmakta zorlandığı bildirildi (9).
Afetin ilk saatlerinden sonra elektronik mesajlaşma gruplarına ve sosyal medya platformlarına kayıp sağlık çalışanı ve sağlık çalışanı yakınları duyurularının iletilmeye başlandığı görüldü. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği doktorlarından Uzm. Dr. Leyla Sürmeli Eyvaz’ın depremde göçük altında kalarak hayatını kaybettiği öğrenildi.
İlk gün sağlık çalışanlarında korku, yer yer panik ve psikolojik etkilenmenin ön planda olduğu görüşü paylaşıldı.
İlk günün sonuna doğru bölgelere ulaşmaya başlayan gönüllü sağlık çalışanlarının, depremzede sağlık çalışanlarından görevleri devralmaya başladığı, sahaya ulaşan gönüllülerin, genel olarak, hastanelerin ciddi hasar aldığı ve kullanılamadığı illerde yeni ekiplerin devir alacağı ya da içinde yer bulacağı koordine bir sistemin kurulmasının henüz başarılamadığı bildirildi (deprem sonrası 16. saat).
İlk 72 Saat Sağlık
TATD Afet Komisyonu Raporuna göre, ikinci gün, göçük altından kendi imkanları ile çıkan afetzedelerin sayısı azalırken ekipler yardımıyla çıkarılan yaralıların sayısının arttığı ifade edildi. Birçok kritik hastanın eş zamanlı getirilmesi nedeniyle 2. gün akşamında acil sağlık sistemini zorlamaya başladığı, bu hastalarda en sık kompartman sendromu, CRUSH yaralanma ve hipoterminin en sık görülen patolojiler olduğu belirtildi (14).
Hipotermi tedavisi için klasik yöntemler kullanıldığı, kor sıcaklığın hemen hiçbir kurumda ölçülemediği, hasta yoğunluğunun uzamış kardiyo pulmoner resüsitasyon (KPR) ve canlandırma işlemleri uygulanmasına olanak sağlayamayacak düzeyde olduğu ifade edildi (14).
Göçük altından çıkarılan hastaların ambulanslar ile hastanelere taşınsa da mortalitenin yüksek seyrettiği belirtildi. Diyaliz, ampütasyon, fasiyotomi gibi kapsamlı tedavilerin uygulama ve takibinde aksaklıkların göze çarptığı belirtildi (14).
Hastanelerdeki diyaliz ünitelerinin çoğu merkezde acil servislere kurulduğu, özellikle post-KPR hastalarda rutin kullanılmaya çalışıldığı belirtildi (daha çok il merkezlerinde). Kronik hastalıkları olan hastaların rutin tedavilerinin aksaması ve ilaçlarına erişememeleri nedeniyle gelişen diyabetik ketoasidoz, nöbet veya hipertansiyon gibi problemler de 2. gün artan sayıda rapor edilen patolojiler olduğu belirtildi.
Hastaların kullandığı oral ilaçlar acil servis envanterinde bulunmadığı, intravenöz (IV) tedaviler için de ekipman ve malzemenin kısıtlı olduğu ifade edildi. Hastaların deprem bölgesi dışına sevkinin halen ağırlıklı tıbbi yaklaşım olarak devam ettiği belirtildi.
Adana Şehir Hastanesi’nin 2. günün erken saatlerinde artık sevk ile hasta kabul edemeyeceğini bildirdiği (depremin 30. Saati), dışarıya sevk imkanı bulan hastanelerin işleyişi ve tıbbi bakımın kontrolünü daha iyi yürüttüğü (Hatay, Osmaniye) ifade edildi. Dışarıya sevklerin zor olduğu illerde (Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay gibi) tıbbi bakımda istenilen düzeye erişilemediği belirtildi.
Dış sevklerde kimliklendirme ve koordinasyon eksiklikleri göze çarparken, hangi hastanın hangi hastaneye nakledildiği bilgisinin merkezi ve erişilebilir bir envanterde toplanmasında güçlükler yaşandığı bildirildi. Bu eksikliğin giderilmesi sevki kabul eden hastanelerde (Adana, Mersin, Kayseri gibi) hastaların kimliklendirilerek kayıt altına alınması yöntemiyle giderilmeye çalışıldığı ifade edildi. Örneğin, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün Ankara’ya nakledilen hastaların ailelerine ulaşmak için bir irtibat hattı kurduğu ve buraya sorumlu bir doktor atadığı öğrenildi. Özellikle il dışına sevk edilen hastaların çoğunun yanında yakını olmadığı, fiziksel özellikleri ve isimleriyle yakınlarına ulaşılmaya çalışıldığı, sağlık çalışanlarının mesleki elektronik mesajlaşma gruplarını bu amaçla yaygın olarak kullandığı belirtildi.
Afete Hazırlık
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği 6 Şubat Depremleri Hatay İli Saha Raporu’nda belirtildiği üzere, afete hazırlık ile ilgili olarak tüm Türkiye’de olduğu gibi çalışmalar AFAD bünyesinde Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) kapsamında yürütülmektedir. Depreme özel Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP 2012-2023) yayımlanmış; Yenilenen Türkiye Deprem Tehlike Haritası” ile “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” yürürlüğe girmiştir (15).
Risk Azaltma Raporlarına göre, Hatay ilini risk altında bulunduran en büyük doğal afetin deprem olduğu belirtilmiştir. 6 Şubat Depreminde en çok zarar gören yerleşim alanlarının diri fay hatları veya zonları üzerinde yer aldığı belirtilmiştir. Çalıştayda 7,5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu üzerinde çalışılmış ve Antakya ilçesinde bulunan 57.891 binanın 57.475’inin çeşitli ölçülerde hasar göreceği, bu binaların 52.133’ününse yıkılacağı öngörülmüştür. Ayrıca 1.609.856 kişi olan Hatay nüfusunun 1.533.507’sinin bu depremden etkileneceği, bunların da yaklaşık 30.000’inin hayatını kaybedeceği tahmin edilmiştir. Bunca hazırlık ve çok benzeri bir senaryoda çalışılmış olmasına rağmen sahadaki durumu özellikle erken dönemdeki arama kurtarma süreçlerini, yine sahadan gelen bir yorum en iyi şekilde özetlemektedir. “Ne hazırlık ne de olduktan sonra müdahale konusunda iyiyiz; çok kötüyüz çok.”
Aynı raporda yöre sakinlerinden bir kişi, afetin etkilediği alanın çok büyük olduğu bölgede de kabul edilmektedir demektedir. “Van depremine çalışma için gittiğimde de deprem yaşamıştım ama bu kadar endişe vermemişti. Aynı gün 100’ün üzerinde 7 dolaylarında artçıya yol açtı. Çok büyük bir deprem ve hiç hazır değilmişiz.” dedi.
Kentin özellikle bu ölçüde bir deprem olacağı bilinirken yapı stoğu başta olmak üzere önlemlerin alınmamış olması en temel sorun olarak gösterilmektedir.
Halk Sağlığı Derneği raporunda yer verilen, ikili görüşmeler sonucuna göre, toplumun farklı kesimlerinde AFAD ile ilgili olarak sıklıkla liyakat sorunu dile getirilmiştir. “Afet Bayındırlığa bağlıymış, sonra Başbakanlığa bağladılar. Başbakanlık gidince İçişlerine bağlanmış. Tepede düzgün bir vizyon ve kurumsallık olmazsa afet işlerini düzenlemek mümkün değil.” denilmiştir.
Sanatçı Orhan Aydın da, çaresizliğini, acısını, öfkesini şöyle dile getirdi (16).
“Çaresizliği yaşadım. Devlet orada yoktu. ‘Vinç vinç’ diye bağırmama rağmen yolda bekleyen vinçler gelmedi. Bu durumu fırsata çeviren kansızlardan pazarlık yaparak vinç kiraladık. Kızımın cesedine ulaştıktan sonra asıl devlet o zaman sorun oldu bana. O saatte başladı devleti arayışım. Defin kâğıdı almak için saatlerce kızımın cenazesini aracımla 4.5 saat taşıdım.”
TARTIŞMA
Afet Yönetimi
Afet yönetimi dört aşamada değerlendirilmektedir (17, 18, 19 ):
- Hazırlık (Preparedness): Potansiyel bir tehlikeye karşı hazırlık.
- Yanıt (Response): Acil duruma yanıt vermek için yapılan eylemler.
- İyileşme (Recovery): Bir felaketten sonra, alanı normale döndürmek için alınan önlemler ve yapılan ölçümler,
- Azaltma (Mitigation): Tehlikelerin etkisini azaltmaya yönelik ölçümler/önlemler.
Depreme hazırlık ve deprem olduktan sonra verilen yanıt aşamaları değerlendirildiğinde 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında afet yönetimi alanında çok ciddi eksiklikler olduğu ortadadır.
Kahramanmaraş başta olmak üzere 11 ilde depremin olacağının öngörülmesine karşın, yapılan hazırlığın çok yetersiz kaldığı ortaya çıkmıştır.
Bölgede depremin meydana gelmesi durumunda nasıl bir yanıt verileceğine ilişkin yerel ve ulusal düzeyde geliştirildiği belirtilen planlamalarda yazılanlar, gerçek hayatta çalışmamıştır.
Afet sonrası krizi tüm yönleriyle yönetecek olan AFAD, hızlı yanıt vermede gecikmiş, koordinasyonu sağlamakta ise özellikle en değerli olan erken dönemde yetersiz kalmıştır. İlk günlerde acil sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar, enkazdan sağ çıkarılan bazı yaralıların daha sonra tam teşekküllü bir hastaneye zamanında ulaştırılamadığı için hayatını kaybetmesi, yaralı olarak hastanelere ulaştırılan çocuk ve bazı erişkinlerin, cenazelerin kayıtlarının tutulmaması; halen kendilerinden haber alınamaması gibi sorunlar başarılı bir kriz yönetiminin uygulanamamasının sonuçları olarak karşımızda durmaktadır.
Deprem sonrası böylesi bir yıkım, deprem öncesinde gereken risk yönetiminin yeterince yapılmadığını, farklı senaryolar üzerinde çalışılmadığını, çalışılmış olsa bile kağıt üzerinde kaldığını göstermektedir. Bu boyutta bir yıkım ve hasar sonrasında en iyi ve hızlı bir yanıt sonrasında da kayıplar olacaktır; ancak kayıpların büyümesinin nedeni başarılı bir risk yönetiminin olmayışıdır.
Altyapı
Depremde en sağlam kalması ve hazır olması beklenen hastaneler, sağlık kuruluşları, belediye binaları, AFAD tesisleri, itfaiye tesisleri vb. birçok bina yıkılmış, depremden ancak iki gün geçtikten sonra bölgeye arama kurtarma ekipleri sevk edilebilmiştir.
Depremden etkilenen illerde ilk üç gün karayolları, havayolları ulaşımının, elektrik, internet, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında çok ciddi sorunlar yaşanmıştır. İlk günlerin müdahalede ne kadar değerli olduğu düşünüldüğünde, alt yapıda yaşanan sorunların ve ciddi hasarların, kurtarılabilecek binlerce insanın ölümüne neden olduğunu akıllarda tutmak gerekir.
Güvenlik
Afet sonrası süreçte olmazsa olmazların başında gelen konu güvenliktir (23). Güvenlik, yolların açık kalması, yardımların zamanında ulaşması demektir. Güvenlik afet yönetiminde üzerinde en büyük hassasiyet gösterilmesi gereken konuların başında gelir.
Güvenlik yoksa hayat kurtarma süreci de gecikmekte ve aksamaktadır. Sahada ve hastanelerde çok sayıda yaralı ile karşılaşan sağlık görevlileri alan triajı yapmak zorundadır. Bir başka deyişle kurtarabilecekleri çok sayıda insana müdahale etmelidir. Bu durumda son nefesini vermekte olan, her iki bacağı ezilmiş ve kırılmış, nefes alıp vermesi çok zor, karnında ve sırtında eziklere bağlı kanaması olan; özetle ne yaparsak yapalım kurtaramayacağımızı bildiğimiz, öngördüğümüz bazı yaralılara afet durumunda öncelik veremeyiz. Bunun yerine kurtarabileceğimiz yaralılara öncelik veririz (24).
Bu triaj işleminin belli bazı yöntemleri ve kuralları vardır (25). Tüm bunları yapabilmek; kurtarılabilecek yaralıları kurtarabilmek için önce güvenlik sağlanmalıdır.
Depremin en sert vurduğu yerlerden biri olan Hatay’ın Antakya ilçesine ulaşan bir uzman hekim, “atom bombası atılmış gibi” görünen ilçede, 40. saatte tek bir güvenlik görevlisi göremediğini söyledi.
Arama Kurtarma
Depremin ancak 3. günü arama kurtarma çalışmalarına başlandı. Öncesinde ise insanlar kazma, kürekle enkaz altındakileri çıkarmaya çalıştı ve kritik saatler ne yazık ki boşa gitti.
Arama kurtarmaya çok geç başlandığına, sürecin çok geç yönetildiğine şahit olduk. Dolayısıyla ilk saatlerde canlı kalan insanların feryatlarıyla bütün bölge doldu taştı. Kurtulanlar bu feryatları dinledi durdu. Arama kurtarma çalışmaları çok geç başladı.
Arama kurtarma çalışmalarının bu kadar geç başlamasının bir diğer nedeni de afetin doğası gereğiydi. Arama kurtarmada görevli olanların tamamının afetzede olduğunu akılda tutmak gerekir.
Enkaz altından birinin çıkarılması, kurtarılması anında sessizlik, yavaşlık, karanlık ve sakinlik çok önemlidir. Çünkü saatlerce, günlerce enkaz altında kalan kişi şoktadır. Birden ışığa, soğuk ve gürültülü ortama çıkarsa; nabzı, kalp çalışması, solunumu, beyni bu hızlı değişime uyum sağlayamaz. Zaten durumu kritiktir, giderek kötüleşir. Boyunluk takma, damar yolunu açma, sırt tahtası kullanma, yaralının kolunu, bacağını, ayağını tespit etme konularında daha çok kat etmemiz gereken yol olduğu anlaşılmaktadır.
Gönüllüler
Kahramanmaraş depremi sonrasında gönüllülerin süratle alana yönelmesi, hızla yaraları sarmaya başlaması, bu depremin belki de akılda kalan en değerli konusudur. Sistem yavaş kaldığında halk kendi yaralarını sarmaya başlamıştır.
Gönüllüler, afet yönetiminde büyük sorumluluk verilen gruplar değildir (20). Gönüllülerin özellikle kurtarma ve sağlık alanında önceden hazırlanmış olması ve belli planlar dahilinde afet sonrası koordineli şekilde yardım etmesi gereklidir (21).
Gönüllü, afet öncesinde hazırlanmadığında ek sorunlara yol açmaktadır: Güvenlik, trafik yoğunluğu, barınma, yeme, içme gibi ek yükler getirebilir. Kaynakları sınırlı alanlarda, deprem ve diğer afetlerden sonra gönüllü yönetimi ve koordinasyonu kriz merkezlerine ilave sorumluluk yüklemektedir (22).
İlk yardım
Kahramanmaraş depremi sonrasında gerek kendi kişisel saha deneyim ve gözlemlerimde, gerekse görsel ve yazılı basında bir tek yaralıya ilk yardım uygulandığına tanık olmadım.
Ambulanslar ve Sahada Acil Yardım
Koordinasyon, organizasyon eksikliğinin en ağır sonucu sahada yaşanmıştır.
Sağlık Bakanı Koca, 9 Şubat 2023 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin dört bir yanında deprem bölgesine sevk edilen ekipler ve bölgedeki mevcut kapasiteyle birlikte afet bölgesinde toplam 2 bin 101 ambulans, 296 UMKE aracı, 5 uçak ambulans, 7 helikopter ambulans ve 14 bin 429 acil sağlık personelinin görev yaptığını bildirdi (28).
Bölgeye diğer illerden 1859 tabip ve uzman tabip ile 6 bin 841 sağlık ve destek personelinin de geldiğini söyleyen Koca, “Dolayısıyla 10 ildeki sağlık tesislerimizde ilave olarak 17 bin 929’u hekim ve 111 bin 486’sı sağlık personeli olmak üzere 143 bin 829 personelimiz hizmet veriyor” diye konuştu (28).
Sayılar böylesine çarpıcı görünse de sonucu hiç te böyle olmamıştır. Bunca araç, malzeme, insan kaynağı sahaya sevkedilmesine rağmen, alanda güvenlik eksikliği nedeniyle doğru acil yardım yapılamamıştır. Çalışan kadroların büyük çoğunluğunun afet sonrası müdahale konusunda hiçbir eğitiminin olmadığı, bu tür koşullara hazır olmadığı görülmüştür. Öyle ki sahada ölüm kararı veremeyen bir çok ambulans görevlisi, ATT, Paramedik triaj yapamadığı için zaten ölmeyecek olan basit kırık, travma hastalarını nakletmiş, ya da son nefesini veren ciddi olguları taşımak zorunda kalmıştır. Yaralıyı getirdiği merkezde cenaze taşındığı anlaşılmıştır. Belli ki bu ekiplerin afete hazırlık, triaj, acil yardım, afetlerde hayatta kalma, afet yönetimi eğitimleri eksik, ve/veya tekrarlayan tatbikatlarla desteklenmemiştir.
Bölgeye koşarak, adeta kış koşullarında yırtınarak koşan, hiçbir görevden kaçınmayan, yollarda günlerce sefillik çekmeyi göze alan sağlık çalışanları, sistemdeki aksamaları hiç belli etmeden, ellerinden gelenin fazlasını yapmıştır. Hayatlar kurtarmışlardır. Ancak, kurtarılabilecek binlerce yaralı da kurtarılamamıştır.
Hastane Afet Planları
Deprem sonrası ilk anlarda çoğu hastanede korku, endişe, panik hali ortaya çıkmıştır. Bu da hastane çalışanlarının hem depremzede olmasından, hem de hazırlıklı olmamasından kaynaklandı. Bölgeden elde edilen bilgilere ve TATD raporuna göre, kurumsal sistemi aktive ederek çalıştırılacak personelin de afetzede olması, hastanelerin yapısal hasarları, kaynak envanterinin bu çapta bir afet için yeterli kapsam ve miktarda olmaması, afet farkındalığının yeterli düzeyde geliştirilememiş olması, bölgesel ve hastane afet planlarının devreye alınamamasına ve koordinasyonun gerçekleştirilememesine yol açtığı belirtildi (14).
Birçok merkezden bildirilen ve bölgesel kırılganlığa önemli ölçüde katkısı olmasının ötesinde ulusal düzeyde de benzer bir eğilimin bulunduğuna işaret eden başlıca gözlemlerden birinin, hastane afet planlarında ismen görevli personelin görev, yetki ve sorumluluklarından haberdar olmaması, planların güncelliğini yitirmiş olması, belirtilen ekipman, cihaz, malzemenin belirtilen yerlerde bulunmaması ve il bazındaki plan ile korele şekilde planı yürütecek mercilerin iletişim ve koordinasyonu oluşturmakta yetersiz kaldığının gözlemlendiği ifade edildi (14).
Depremin ilk saatlerinde tıbbi birimlerde azalan hatta kısmen yok olan hizmet sunum kapasitesini negatif yönde etkileyen en sık faktörlerden birinin, olay yerinde ölüm kararı verilemeyen cenazelerin yarattığı baskı olduğu anlaşıldı. Böyle bir afette mümkün olmayan seviyede kaynak ayrılmasını gerektiren ölümcül yaralanmalar, müdahalenin faydasız kalacağı hastalar ve müdahale edilme beklentisiyle getirilen vefatlar ile aynı anda karşılaşan afetzede sağlık çalışanlarının derin bir çaresizlik, keder, yas ve öfke hissettiklerinin gözlemlendiği belirtildi (14).
Bu seviyede ölümcül hasta ve cenaze yükünün, basit tıbbi müdahaleden fayda görecek hastaların tespitini imkansız hale getirdiği, bu nedenle de ilk saatlerde siyah kod, canlı triyajı ve erken sevk yaklaşımının uygulandığı ifade edildi.
Çoğu hastanede cenazelerin bekletileceği yerin belirlenmesinde de hazırlıksız olunduğu belirtildi.
Afet sonrası ilk anlardan itibaren görevli olmasalar dahi tüm sağlık çalışanlarının hızlı bir reaksiyonla acil servislere gelip görev talep ettikleri ifade edildi. Bölgeye en hızlı intikal eden sağlık personellerinin beklendiği üzere en yakın illerden geldiği, kendi organizasyonunu hızlı şekilde yapılandıran acil servislerde bu özverili yaklaşımın olumlu katkıları görülse de organize olamamış hastanelerde yönetilmesi daha zor bir duruma sebebiyet verdiği belirtildi.
İlk depremden sonra acil servislerin Acil Tıp Uzmanları sorumluluklarında organize olmaya çalıştıkları; hızlı drenaj (acilden servise hasta yatırma ve erken cerrahiye alma) ve tedavi protokolleri ile gelen hasta yükü, ekipman ve malzeme eksiğinin yönetilmeye çalışıldığı ifade edildi.
Kapasitenin çok üstünde olan hasta başvurusu ve cenazeler nedeniyle, çoğu hastanede güvenlik görevlileri, taşıma personelleri, temizlik personellerinin dahi hasta triyajına destek olmaya çalıştıkları; ancak kısa zaman sonra gerçekleşen 2. depremin birçok acil servisin halihazırda kurulamamış organizasyonel yapısını tamamen bozduğu; hasta bakımını ve kalitesini ciddi oranda etkilediği belirtildi. Şehir merkezlerinde tek hastane mevcut olan illerin hasta bakım hizmeti yönünden daha kırılgan olduğu ifade edildi (14).
İyileştirme & Hazırlık
Kentlerde çok az sayıda çadır kurulurken, insanların büyük kısmı ilk günlerde geceyi sokakta ateş yakarak geçirdi.
Bu korkunç koşulların ortasında, resmi sayılara göre Türkiye’de 15 Şubat 2023 tarihinde, 1999’daki büyük Marmara Depremi’ndeki can kaybı eşiği geçilmiş oldu. Yaklaşık çeyrek yüzyıl önce meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki deprem sonucu beş ilde resmi raporlara 17.480 kişi hayatını kaybetmişti. Kimi tahminlere göre ise gerçek ölü sayısı 50 binin üzerindeydi.
Kahramanmaraş merkezli 2023 depremi ise, dünya çapında ve Türkiye’de genel olarak sanayide ve inşaat teknolojisinde büyük ilerlemelerin kaydedildiği, deprem yönetmeliğinin iyileştirildiği on yıllardan sonra ve bilim insanlarının ısrarlı uyarılarının ardından geldi. Buna rağmen afet yönetimi alanında, hiçbir gelişme, ilerleme kaydedilemediği görüldü.
Özellikle son üç yıldır bölgede deprem tehlikesinin arttığına dikkat çeken ve derhal önlem alınmasını talep eden yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Pazartesi günkü deprem felaketinin ardından bir kez daha İstanbul’daki tehlikeye dikkat çekti: “99 senesinden itibaren her an olmak kaydıyla 30 yıl içinde depremin olma olasılığı yüzde 62. Biz 23 yılını geçirdik. Yüzde 62 olasılık, 70’lere çıktı. Artık uzatmalara oynuyoruz.”
İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan ve deprem sonrası müdahaleyi koordine eden AFAD’ın Türkiye’de en az 13 milyon insanı etkileyen felaket karşısında tamamen hazırlıksız olduğu ortaya çıktı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) 2019-2023 yılları için misyonu şöyledir: “Afet ve acil durumlara ilişkin süreçlerin etkin yönetimi için gerekli çalışmaları yürütmek, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak ve bu alanda politikalar üretmek”. Vizyonu da, “Stratejik plan döneminde risklerin azaltılması anlayışı ile bağdaşır bir biçimde toplumun afet ve acil durumlar konusundaki farkındalığını ve hazırlıklı olma seviyesini geliştirme gereğinden hareketle “Afetlere dirençli toplum oluşturmak” şeklinde belirlenmiştir (28).
Depreme sadece 8 bin civarı arama kurtarma görevlisiyle müdahale eden AFAD’ın personel yetersizliği kendi 2019 tarihli raporunda belirtilmişti.
2023 yılında AFAD’ın bütçesi üçte bir oranında azaltıldı. Dahası, 23 Kasım 2022’de Düzce’de meydana gelen 6 büyüklüğündeki depreme verdiği yanıt, kurumun yetersizliğini gözler önüne serdi. Enkaz altında kalarak ölen kimsenin olmadığı 2022 Düzce depremi raporunda AFAD, kendi eksikliklerini şöyle ifade ediyordu: “Depremden sonra afet grupları ve kurumlar yeteri kadar hazırlıklı olmaması sebebiyle Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) devreye alınamamıştır. TAMP uygulanamadığı için afet yönetimi kaos ve karmaşaya dönüşerek görev ve yetki karmaşasına sebep olmuştur. İletişim eksikliği sebebiyle kararlar sağlıklı alınamamıştır. Afet müdahale grupları kaynaklarını etkin şekilde yönetememesi sebebiyle müdahalede yetersiz kalınmıştır.”
Bu, 2023 Kahramanmaraş depremindeki geç ve yetersiz müdahaleyle on binlerce insanın önlenebilir ölümüne ve on binlercesinin de enkaz altında kaderine terk edilmesine yol açtı.
Belli ki AFAD, misyon ve vizyonun çok gerisinde kalmış, görevini gerektiği gibi yapamamıştır.
Toplumsal Duyarlılık ve Kişisel Eylem Planı
Afetlere hazırlık konusunda toplumsal duyarlılığın gerilediği konuşulurken şu da ortaya çıktı: İlk 72 saatte kişisel eylem planı hala bulunmamaktadır. Deprem öncesinde, sonrasında nasıl davranılacağı hala bilinemez durumdadır.
Deprem meydana geldiğinde devletin çarkları, yavaş dönmeye başlıyor. İlk 72 saat vatandaş, kendisi, komşuları ve yakınlarıyla baş başa kalıyor. Bireylerin ilk 72 saatte yapacakları çok önemlidir. Panik, telaş, korku, endişe görüntülerini görüyoruz. Çünkü vatandaş ilk 72 saatte ne yapacağını bilmiyor. Vatandaş ilk 72 saatte ilk yardımda bulunmayı bilmiyor. Buradan da şunu anlıyoruz. Bunu yapmakla görevli olan Kızılay, AFAD ve bu eğitimleri yaygınlaştırmakla görevli olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) da görevlerini kesinlikle yapmadı, yapmamıştır. Çünkü hiç kimse deprem sonrası nasıl davrandığını, davranılacağını bilmiyordu.
“-Depremden sonra can güvenliğinizden eminseniz ailenizle birlikte evi terk edin. Açık alana gidin. Bir daha sakın binanıza girmeyin. Resmi bilgi gelene kadar eve girmeyin.” 6 Şubat tarihindeki büyük depremden sonra çok büyük bir yeni deprem daha yaşandı. 11 binin üzerinde artçı deprem şöyle dursun Elbistan’da, Defne ve Samandağ’da yeni depremler oldu. Bilime inanmadığımız, bilimi ciddiye almadığımız ve bugüne kadarki yaşanmış deprem deneyimlerinin hiçbirinden ders çıkarmadığımız da ortaya çıktı.
Kendimize kahramanlar seçtik, kahramanlar bulduk. Mucizelerin 150’inci 160’ıncı saatte olmasını bekledik. Aslında mucizeleri de sıradanlaştırdık. Akıl ve bilimde mucizelere kahramanlara yer yoktur. Afet yönetiminde de mucizeler pek istenmez. Mucize ayda yılda bir gelir ve gerçekten mucizedir. Enkaz altından yaralıyı canlı bulup çıkartmak gerçekten profesyonel bir iştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
- Deprem gerçektir. Anadolu’nun zenginliğidir. Fay hatlarını, davranışlarını, nerede nasıl hareket edeceğini yakından izlemek çok önemlidir.
- Deprem ve diğer doğa olaylarının afete dönüşmemesi için dirençli yaşam alanları kurulmalıdır.
- Depremin afete dönmemesi için yapılacaklar bellidir:
– Risklerin ortaya konulması
– Hazırlanma
- iv) Hazırlanma için devletin tüm kurumlarının ortak çalışması ve tüm kaynakları kullanması çok değerlidir. Deprem ve diğer doğa olayları hükümet, yerel yönetim, farklı partiler, değişik dünya görüşleri, sınırlar, ayrılıklar tanımaz.
- Halk arasında deprem ve hazırlık kültürü olmalıdır. Hayatta kalabilmemiz için bu çok değerlidir. Deprem, afet, afet bilinci okul öncesi süreçten başlamak üzere her yıl eğitim programlarına dahil edilmelidir. Seçmeli değil, sürekli ders olmalıdır.
- Vatandaşların güvenle yaşayabilecekleri ve çalışabilecekleri güvenli binalar haklarıdır. Bundan sonraki imar süreçleri bu hak temelli bir yaklaşıma dayanmalıdır. Vatandaşların bu hakkı kullanma ve denetleme süreçlerinde yetkileri olmalıdır. Toplumun katılımıyla yeni bir anlayışla zeminle barışık, depreme dayanıklı sağlam yapılarla sağlıklı sürdürülebilir kentler hedefine doğru ilerlemek gerekir.
- Gönüllüler iyi bir koordinasyonla görev aldığında büyük bir güçtür. Üstelik çoğunluk olarak gençlerden oluşan bu yapıların varlığı toplumdaki dayanışmayı gelecek nesillere taşıyacaktır.
- Dayanışmanın önemi büyüktür; dayanışmayı etkin kılacak işbirliği ve koordinasyon için samimiyet göstermeli ve açık olunmalıdır.
- Afet yönetiminde eğer siz bütün planlarınızı bölgedeki AFAD, emniyet yetkililerine, o bölgenin vali ve kaymakamına bırakırsanız sistem çalışmaz çünkü her biri afetzededir. Kendisi, çocuğu, annesi, yakınları, akrabaları ve meslektaşları enkaz altındaysa dünyanın en iyi cerrahı bile görev yapamaz, yapmamalıdır. Kahramanmaraş’ın, Gaziantep’in, Hatay’ın kardeş kenti, kentleri olmalıdır.
- Kişisel hazırlık – Kişisel Eylem Planı deeprem sonrası hayatta kalmak için olmazsa olmazdır.
- Deprem sonrası ilk saatlerde hızla yapılan ilk yardım uygulamaları hayat kurtarır (26, 27). Bu uygulamaların amacı, öncelikle hayatta kalabilmek ve en yakınımızdakilere ilk müdahaleleri yaparak onların hayatta kalmasını sağlamaktır. Herkes İçin Acil Sağlık Derneği tarafından 2010 yılından başlamak üzere halka verilen Acil Komşum eğitimlerinde sırasıyla kırık tesbiti, kanama durdurma, yaralının sırt tahtasına güvenli bir şekilde alınması (dolap kapakları ve kapılar), boynunun tesbit edilmesi, evlerde güvenli alanlar bulma ve tatbikat, deprem çantası hazırlama uygulamaları öğretilmektedir. Bu eğitim modeli örnek alınmalıdır.
- Hayat kurtarmak için çabalayan ambulans görevlisi hekim, hemşire, paramedik, Acil Bakım ve Ambulans Teknisyenlerinin afet sonrası acil yardım, alan triajı (yaralıları önem ve ciddiyetine göre sınıflama), kriz yönetimi, toplu yaralanma yönetimi konularında eğitimli , deneyimli ve tatbikat yapmış olması gerekmektedir.
- HAP – Hastane Afet Planları hızla ve doğru kurumlar desteği ile güncellenmelidir. Planların sadece yazıdan, masabaşı konuşmalardan, görevli listeleri olarak kullanılmasından kurtarılması gerekir. Düzenli aralıklarla güncellenmesi ve tatbikatlar yapılması gerekmektedir.
- Depremin en büyük çevre felaketine neden olduğu unutulmamalıdır.
- Deprem ekonomisi unutulmamalıdır. Afetlere hazırlık maliyeti ile afet sonrası müdahale ve iyileştirme aşamalarındaki maliyet arasında 500 kat fark olduğu akılda tutulmalıdır.
- AFAD ve KIZILAY’ın “afetlere karşı dirençli toplum oluşturma” ve “yaraları sarma” konusundaki çalışmalarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yeni kurumlar, yeni arayışlar yerine mevcut kurumların neden etkisiz olduğuna bakılmalıdır. Yapılarda gerekli düzenlemeler hızla gerçekleştirilmelidir. Kadroların, hayatı seven, hayat kurtarmaya kendini adamış, yetkin, deneyimli, liyakat sahibi yöneticilere teslim edilmesi, üniversiteler, meslek örgütleri, gönüllü yapılar ve bilimsel dernekler ile işbirliği yapmaları sağlanmalıdır.
SON SÖZ: Türkiye bu afetin etkilerini, yaralarını sarmak için yıllarca mücadele edecek. Ülke olarak stres sonrası depresyon yaşayacağız. Korkularımız giderek artacak ama bunu da atlatacağız. Çünkü birlik beraberliğimiz, dayanışma ruhu çok kıymetlidir.
KAYNAKLAR
- AFAD. 06 Şubat 2023 Pazarcık (Kahramanmaraş) Mw 7.7 Elbistan (Kahramanmaraş) Mw 7.6 depremlerine ilişkin ön değerlendirme raporu. Erişim adresi: https://deprem.afad.gov.tr/assets/pdf/Kahramanmaras%20%20Depremleri_%20On%20Degerlendirme %20Raporu.pdf.
- The U.S. Geological Survey. Report. By Communications and Publishing February 5, 2023. Communications and Publishing. Accessed from: https://www.usgs.gov/news/featuredstory/magnitude-78-earthquake-nurdagi-turkey-turkiye.
- WHO Report. https://www.who.int/emergencies/situations/Earthquake-T%C3%BCrkiye-Syria
- 35. gün depremde ölü sayısı, güncel yaralı sayısı. https://www.cnnturk.com/turkiye/35-gun-depremde-olu-sayisi-ne-kadar-oldu-guncel-yarali-sayisi-kac-hangi-ilde-kac-bina-yikildi-kac-kisi-oldu.
5.Kahramanmaraş Depremi Afet Durum Raporu https://turkonfed.org/Files/ContentFile/turkonfed2023kahramanmarasdepremiafetdurumraporu021023-4718.pdf
6.Uzm. Dr. Rodoplu’dan değerlendirme raporu. http://www.ulkumenrodoplu.com/deprem-bolgesinden-donen-afet-tibbi-uzmani-hiasd-baskani-uzm-dr-rodopludan-degerlendirme-oneriler
- https://www.botas.gov.tr/Icerik/buyuk-botas-ailesi-buyuk-turki/738
- https://m-tod.org/operatorler-deprem-bolgesinde/
9.Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) Afet Raporu https://tatd.org.tr/wp-content/uploads/2023/02/2386ba4ace1f5b53491d0d62eb432dfb.pdf
10.https://www.dha.com.tr/yerel-haberler/izmir/depremin-vurdugu-kahramanmarasin-112-cagrilari2202084
11.https://www.afad.gov.tr/hatay-defne-merkezli-deprem-sonrasi-calismalar-basin-bulteni. 21.2.20023
12.Kahramanmaraş Depremi Türkiye Ekonomisini ne kadar etkileyecek ? https://www.sondakika.com/haber/haber-uluslararasi-para-fonu-imf-kahramanmaras-depreminin-15630630/
- Cumhurbaşkanlığı Raporu. Kahramanmaraş Merkezli Deprem Felaketinin Maliyeti 2 Trilyon Lira. https://www.dunya.com/ekonomi/cumhurbaskanligi-raporu-kahramanmaras-merkezli-deprem-felaketinin-maliyeti-2-trilyon-lira-haberi-688661
- TATD Afet Komisyonu deprem saha gözlem raporu https://tatd.org.tr/genel/tatd-afet-komisyonu-saha-gozlem-raporu/
- Halk Sağlığı Uzmanları Derneği 6 Şubat Depremleri Hatay İli Saha Raporu. https://hasuder.org/Duyurular/Detay/bilgi-notlari/halk-sagligi-uzmanlari-dernegi-6-subat-depremleri-hatay-ili-saha-raporu/d7f714bd-38f2-ebaf-5d23-3a098be52a0d
- Kızını Kaybeden Sanatçı Orhan Ayhan Yaşadıklarını Cumhuriyet Gazetesine anlattı.https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/sanatci-orhan-aydin-yasadiklarini-cumhuriyete-anlatti-hesaplasmaya-hazirlaniyorum-2061461
- Environmental health in emergencies and disasters: A practical guide. WHO, 2002.
18.DisasterHelp, US Department of Homeland Security.
19.Green Paper on Disaster Management, Department of Provincial and Local Government, South Africa
- United Nations Volunteers (UNV). (2005). Disaster risk reduction, governance and volunteerism. Bonn, Germany: UNV.
- Merchant, R. M., Leigh, J. E., & Lurie, N. (2010). Health care volunteers and disaster response – first, be prepared. New England Journal of Medicine, 362(10), 872- 873.
- Mitchell, C. S., Maguire, B. J., & Guidotti, T. L. (2006). Worker health and safety in disaster response. In G. Ciottone, P. D. Anderson, E. A. D. Heide, R. G. Darling, I. Jacoby, E. Noji & S. Suner (Eds.), Disaster medicine (pp. 157-163). Philadelphia, PA: Mosby Inc.
- Emergency Response Security for Natural Disasters. https://www.securitybytaurus.com/post/emergency-response-security-for-natural-disasters
- Triaj http://www.ulkumenrodoplu.com/triaj
- Hastane ve Afet Planı https://www.ttb.org.tr/sted/sted0902/acil_tip_derbegi.pdf
- What to do before, during and after earthquakes. https://www.paho.org/en/health-emergencies/earthquakes?gclid=CjwKCAjw5dqgBhBNEiwA7PryaPg9S0omL5VUQ-pC55YSBXuxpNJCHlrjTgj6K9JyrxvBpFgWwArCexoCOu8QAvD_BwE
- Deprem ve İlkyardım. https://www.sonmuhur.com/dr-ulkumen-rodoplu-basit-ilk-yardim-egitimi-afet-kurtarma-calismalarindan-daha-cok-hayat-kurtarir
- AFAD misyon ve vizyonu. https://www.afad.gov.tr/vizyon-ve-misyon#:~:text=AFAD%20yeni%20misyonu%20ile%20risk,eden%20bir%20kurum%20olmay%C4%B1%20%C3%B6ng%C3%B6rmektedir.