Geçtiğimiz hafta Belediye Başkanları’nın istifalarını izledik. Nefesimizi tutup hikayelerini, istifa edip etmeyeceklerini, ederken ne söyleyeceklerini merakla bekledik.
İstifa, alışkın olduğumuz bir olgu değil.
Ülkemizde kamuoyu tarafından istifası beklenen birçok yöneticinin, işi pişkinliğe vurup, süreci geçiştirdiğine tanık olduk.
Ali Demir’i anımsarsınız. Eski ÖSYM Başkanı. Görev süresince skandal üstüne skandal yaşandı.
İstifa etmedi. Direndi, direndi.
Demir, 2010 KPSS soru kitapçıkları dahil diğer sınavlarla ilgili evrakları imha etmekle suçlandı.
Göreve geldikten birkaç ay sonra, 27 Mart 2011’de 1 milyon 700 bin adayın girdiği 2011-YGS’de şifre skandalı patlak verdi. Demir önce reddetti sonra “Şifre var, kopya yok” dedi. Savcılık olayı kapattı ve takipsizlik kararı verdi.
İstifa etmedi.
Erdoğan Bayraktar’ı da anımsarsınız.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı. Erdoğan Bayraktar, 23 Ekim 2011’de Van’da meydana gelen 5.6’lık depremin ardından eleştiri oklarının hedefindeki isim olmuştu. Çünkü Bakan, ilk depremin ardından 29 Ekim 2011 tarihinde yaptığı açıklamada, ‘Büyük depremin olduğu yerde bir daha deprem olmaz. Dünyada bunun bir örneği görülmemiştir. Bugün Van merkez ve Erciş en güvenilir bölgedir.’ demişti.
9 Kasım tarihinde yine Van merkezli depremde 40 kişi yaşamını kaybetti.
Bayraktar istifa etmedi. Güldü geçti.
BAŞKANLARIN İSTİFASI
Belediye Başkanları’nın istifaları sadece metal yorgunluğu olabilir mi ?
Yoksa, FETÖ bağlantılı mı ?
Neden istifa ettiklerini tam olarak, ayrıntısıyla biliyor muyuz ?
İstifa gerekçeleriyle ilgili, bir resmi açıklama var mı ?
Seçimde oy verenler arasından bunu sorgulayan var mı ?
Hayır. Hayır. Hayır.
İşte, sorun tam da bu noktada başlıyor.
FETÖ bağlantısı varsa, konu neden yargıda değil ?
FETÖ bağlantısı yoksa, seçimle gelen kişiye haksızlık değil mi ?
Başkanların, istifa açıklamasında bile icraatlarını anlatıp istifa konusunda tek bir açıklama yapmamaları düşündürücü değil mi ?
Aralarında en sorunsuz istifayı Kadir Topbaş gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hiç zorluk çıkarmadı. Tartışmadı. Söylenmedi.
Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş ve Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan da sessiz sedasız istifa etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe için resmen ‘istifa edecekler yoksa bedeli ağır olacak’ dedi.
Bu açıklamadan sonra önce Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, sonra da Melih Gökçek peşpeşe istifa etti. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da bugünlerde istifasını vermesi beklenmektedir.
En önemlisi de, bu konunun toplumda ciddi bir tepkiye yol açmamasıdır. Oy verenlerin içinden bir tek tepki yükselmedi
Tam tersine; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘seçilmiş başkanın istifaya zorlanması hem ahlaki değil, hem de hukuki değil’ söylemi toplumda ve kamuoyunda adeta eleştiriyle karşılanıyor.
Belli ki, tahsis edilen bir arsa, bir yardım, kolaylık, Pennsylvania gezisi, ziyaret edilmiş bir FETÖ okulu, FETÖ’cülerle yapılmış telefon konuşması var.
İstifa konuşmasında geçmiş icraatları anlatıp dava adamlığına vurgu yapmanın tek nedeni, işte bu olasılıklar olmalı.
SON SÖZ: FETÖ şüphelisi AKP’li Başkan olduğunda yargı yerine istifa. Gazeteci olduğunda demir parmaklık.
