Eğitim şart.
Doğrudur.
Şart elbette.
Peki, bu eğitim modeli mi ?
Çocuklarımızın aldığı eğitim ile, çağdaş dünyada kendilerine yer bulabilmeleri olanaksızdır. Türkiye’de, üretime katkı sağlayacak, yaratıcılığı ortaya çıkarabilecek, potansiyeli harekete getirebilecek bir eğitimden söz edemeyiz.
Geçtiğimiz hafta açıklanan Üniversite sınav sonuçlarına bakıldığında eğitimde gelinen noktanın “tam bir facia” olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Fen ve Matematik başta olmak üzere tüm derslerde başarısız sonuçlar alındı. Öyle ki, Türkçe dersinde bile ülke ortalaması yüzde 50’nin altında; yani doğru yanıtlanan soru sayısı yarıya bile ulaşamadı.
Ortalamalara bakalım:
Türkçe: 40 soruda, ortalama doğru yanıt 16.179.
Sosyal Bilimler: 40 soruda, sadece 6.003 doğru yanıt.
Temel Matamatik: 40 soruda, 5.642 doğru yanıt.
Fen Bilimler: 20 soruda, 2.828 ortalama.
Temel Yeterlilik Sınavı (TYS) ve Alan Yeterlilik Sınavında (AYS) da durum aynı:
Türk Dili Edebiyatı: 24 soruda, doğru yanıt sadece 4.743
Tarih-1: 10 soruda, doğru yanıt sayısı 1.617
Coğrafya-1: 6 soruda, 2.271 doğru.
Tarih-2: 11, 1.465
Coğrafya-2: 11, 2.856
Felsefe Grubu: 12, 2.017
Matematik: 40, 3.923
Fizik: 14, 0.467
Kimya: 14, 1.109
Biyoloji: 13, 1.669
Bu sonuçlara bakıldığında, özellikle Fen ve Matematikte sonuçların düşündürücü olduğu görülmektedir. Adaylar, bazı testlerde, soruların yüzde 10’unu bile doğru yanıtlayamadı.
Böyle bir tablodan başarılı bir gelecek planlamak olanaksızdır.
Mutlu, zengin, üreten ve dünya ile yarışabilen Türkiye hayali kurabilmek olanaksızdır.
PISA SONUÇLARI ORTADA
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” ülkelerin eğitim düzeylerini ortaya koyma konusunda çok etkili bir uygulamaya başvurmaktadır. Programın uygulandığı PİSA sınavı üç yılda bir yapılır ve dünyanın dört bir yanındaki 15 yaş grubundaki öğrencileri değerlendirir. Öğrencilere matematik, fen bilimleri ve okuma alanlarında sorular yöneltilir. Türkiye sınava 2003’ten beri katılmaktadır. Son sınav da 2015’te yapıldı. Bu sınavın sonuçlarına göre Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer aldı.
PISA Direktörü Andreas Schleicher’e göre PISA sonuçları değerlendirildiğinde, Türk öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi, hangilerinde kötü olduğuna bakıldığında bir şey dikkat çekmektedir. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi – yani bir şeyi ezberlemek ve onu kağıda dökmek görevi verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar. Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar.
Çelişki şu: Türk öğrencilerin iyi oldukları alanlar artık dünyada daha önemsiz. Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor. Matematikçi gibi düşünmelerini sağlamalısınız.
Bir örnek: Fonksiyonlar sadece denklem ve formül demek değil. Mesela ebola hastalığı dünyada nasıl ve hangi hızla yayıldı? Bunu hesaplamak için üstel fonksiyona ihtiyacınız var.
Sorunun nedenini ve doğasını anlamak formül ezberlemekten daha önemli.
SON SÖZ: Ezberleyen değil, yaratıcı olan; tekrarlayan değil, sorgulayan; üretmeyi öğreten bir eğitim modeline geçmek için hala zamanımız var.