DÜNYA BASKETBOL ŞAMPİYONASI, HİDAYET VE METİN OKTAY

0
2161
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Dünya Basketbol Şampiyonası’nın ardından kazanılan ikincilik Türk Spor tarihinin belki de en önemli başarılarından biridir.

Bu başarı yeterli midir? Final maçında ABD Milli Takımı’nı yenebilir miydik? Bu soruların yanıtı ne olursa olsun sonucu değiştirmez. Ancak, finalde hiçbir oyuncumuzun maçı kazanmak ve şampiyon olmak için çabalamadığı konusunda hemen herkes hem fikir olmuştur.

Şampiyona başlarken dünyada kaç kişi Türk Milli Takımının ikinci olacağına inanmıştır?  Kaç kişi Yunanistan, Sırbistan, Rusya Milli Takımlarını yeneceğimizi düşünmüştür? Böyle baktığımızda,  kazanılan ikinciliğin başarı olduğuna inanmalıyız.

Halter, güreş, boks gibi branşlarda gelen başarı elbette ki çok önemlidir. Ancak, Dünya Basketbol Şampiyonası’nda final oynayan milli oyuncularımızın ülkemizin çok gereksinim duyduğu tanıtım ve imaj konusunda çok daha fazla katkı sağladığı ortadadır.

Galatasaray Futbol Takımı’nın kazandığı UEFA Şampiyonluğundan, Türk Milli Futbol takımımızın kazandığı Dünya üçüncülüğünden sonra kazanılan en önemli takım başarısının tadını çıkarmalıyız. Oyuncularla gurur duymalıyız. Bu başarıda büyük emeği olan çok sayıda insanı takdirle anmalıyız.

Oyuncularımız sahada ne kadar olumlu ve başarılı bir görüntü çizdiyse, maç sonrası canlı yayınlarda verdikleri demeçlerde o kadar kötü ve başarısız olmuşlardır. Takım kaptanımızın Fransa maçından sonra “- Bu takım maddi manevi her şeyi hakediyor” demesi ve aynı tarzdaki konuşmasını Sırbistan galibiyetinden sonra da sürdürmesi “dev adamların” kaptanına yakışmamıştır.

Final maçından sonra ertesi gün (13 Eylül 2010 Pazartesi) gazetelerde Milli Takıma verilen pirim ön plana çıkmış ve takip eden günlerde de sadece bu konuşulmuştur. Başarının nedenleri, aktörleri, emeği geçenler, oyuncuların anne ve babaları hiç konuşulmamıştır. Milli formanın ne kadar önemli olduğu ve herhangi bir sporcu için bu formaya sahip olmanın maddi karşılığının olmadığı unutulmuştur.

Aynı gün gazetelerin spor sayfalarında gördüğüm bir haberde  Metin Oktay’ın ölüm yıldönümü olduğunu okudum. Böylece gerçek bir sporcunun kim olduğunu ve forma aşkının ne olduğunu anımsadım.

Türkiye’nin en büyük golcülerinden biri olarak kabul edilen Metin Oktay 1955 yılında Gündüz Kılıç tarafından 5 yıllık sözleşme karşılığında Chevrolet marka bir otomobil vererek sarı kırmızılı renklere bağlanmış. 36 kez A Milli Takım’da oynayan Metin Oktay bu formayla  19 gol atmış. En çok gol atan oyuncu (632); birkaç sezon aralıksız en çok gol atan oyuncu (11); tek sezonda en çok gol atan oyuncu (38), uluslararası bir müsabakada en çok gol atan Türk oyuncusu (19) olmuştur.

Tüm bu güzel özelliklerin başında Metin Oktay, dürüst ve efendi bir insandır.  Formayı terletirken karşılık beklememistir.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here