Soğuğa karşı vücutta dengeleme mekanizmalarının yetersiz kalması halinde doku hasarı gelişir. Tek başına soğuk, hasarın şiddetini belirlemez. Soğuğa maruz kalınan süre, ortamın nem oranı, rüzgar, yükseklik, giysiler, kişinin tıbbî durumu, alışkanlıkları ve bireysel değişkenler tablonun oluşumuna katkıda bulunurlar.
– 7 °C lık bir ısıda, saatte 72,5 Km hızla esen rüzgar, rüzgarsız bir günde – 40 °C lık hasara eşdeğer bir zedelenme yaratabilir.
NEDENLER
Soğuğa bağlı hasarlarda yetersiz veya uygunsuz giyim en sık görülen önlenebilir nedendir. Sıkan giysiler ve ayakkabılar kan dolaşımını azaltarak donmayı hazırlayıcı etki yaparlar. Bedenin ısı kaybının % 80’i baş ve boyundan olur. Polipropilen gibi modern sentetik giysiler, yün ya da ipek gibi doğal liflerden yapılmışlarla karşılaştırıldığında sürtünme ve ısı geçirgenliği ve nem tutumu bakımından daha kötüdür. Islak giysilerin kuru olanlarla değiştirilmesi gibi basit tedbirler bile soğukta hasarı önleyici olabilir.
Şüphesiz bireyin soğuğa maruz kalmadan önceki damar yapısı, sıvı kaybı, diabet, travmaya bağlı damar hasarı ve/veya enfeksiyon olması hasara yatkınlığı artırır. Öte yandan alkol ve ilaç zehirlenmeleri, kişinin psikiyatrik sorunları olması donmada hasarı artırıcı etkenlerdir. Donma vakalarının çoğunluğunu, doğru karar verme ve yeterli giyinme sorunu olan grup oluşturur. Alkol tüketimi, kişide ısı kaybı ve donma riskini artırır. Öte yandan sigara içen hastalarda çevresel damar daralması ile donma tehlikesi artar.
Belirtiler
SİPER VE DALDIRMA AYAK
İlerleyen doku hasarı ve hücreler arası kristalleşme olmadan sürekli soğukta kalmaya soğuk vurması veya çarpması denir. Etkilenen kol veya bacakta yoğun damar kasılmasına bağlı bazı yakınmaların eşlik ettiği solukluk vardır.
Nemli ve dar alanda uzun süreli kalma sonucu bacak ve ayaklarda ortaya çıkan cildin orta dereceli enflamasyonuna siper ayak ve daldırma ayak adı verilir. Soğuğa akut olarak maruz kalma, olayı tetikler. Eller, kulaklar, bacaklar ve ayaklar en çok etkilenen bölgelerdir. Klinik belirtiler, soğukla temasın 12. saatinden itibaren, o bölgede şişlik, kızarıklık, morluk, sertlik, yaralar ve bir kısmında içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir. Hastalar kaşıntı ve yanıcı uyuşukluktan (bacakta ve ayaklarda duyu kaybı) şikâyet ederler.
Daldırma ayak su içinde uzun süre görev yapanlarda görülen siper ayağın daha şiddetli halidir. Yumuşak dokunun uzun süre soğukta ve özellikle ıslak ortamlarda kalmasıyla ortaya çıkan durumdur. Bu zedelenme şeklinde çevresel sinirler daha hassastır. Siper ayak saatler ve günler boyu yavaş yavaş gelişir aslında olay dönüşümlü olmakla birlikte ilerlerse dönüşümsüz hal alır. Etkilenen dokularda yanma, karıncalanmadan uyuşukluğa kadar ilerleyen erken yakınmalar olur. Muayenede ayak soğuk soluk, alacalı, hissiz, nabızsız ve hareketsizdir. Bu belirtiler yeniden ısıtmayla değişmez; Kızarıklık oluşan devrede şiddetli yanıcı ağrı ile birkaç saatte başlar ve etkilenen alanın üst kısmında hassasiyet, ayağın yeniden kanlanması ile de iki-üç gün sonra ödem ve su dolu kabarcıklar ve kızarıklık ortaya çıkar. His kaybı haftalar boyu devam edebilir. Daha şiddetli vakalarda doku soyulması ve kangren gelişebilir. Islak ve soğuk hassasiyeti geç bulgulardır ve aylar boyu devam edebilir. Şiddetli vakalarda uzamış nekahet dönemi ve kalıcı sakatlık söz konusudur.
İlkyardım
Soğuk çarpmasında ısıtma ile şikâyetler düzelir, doku kaybı olmaz. Etkilenen cilt bölgesi ısıtılır, kibarca bandaja sarılır ve yükseltilir.
Siper/daldırma ayağın etkili koruyucu tedbirleri, mümkünse ayakları sıcak tutma, uygun (sık olmayan) bot giyme ve gün içinde birkaç kez ıslak çorapların değiştirilmesi, ıslak çoraplar ve botlarla asla uyunmamasıdır. Erken semptomların görülmesi halinde ise ayakları sıcak, kuru ve yüksekte tutmaya azami gayret gösterilmelidir. Hasar bir kere gerçekleşmişse destekleyici tedavi yapılır. Ayaklar temiz sıcak kuru bandajla sarılır ve yükseğe kaldırılır .
DONMA VE KANGREN
Cilt altı damarların akım miktarı doğrudan (ateşe, sobaya yaklaştırıldığında olduğu gibi) ve dolaylı ( şapka, eldiven vs giyerek vücut ısısının artması gibi) ısıyla değişebilir. Normal ısıda ve 70 kg ağırlığında bir erkekte, cilt altı kan akımı 1 dakikada 200-500 mL olduğu halde deri ısısı 14º C. olduğunda kan akımı on misli (20-50 mL/dk) düşer. Soğutma devam ettiğinde 10ºC kan akımı durma noktasına gelir ve 5-10 dakikalık aralarla damarların genişleme ve kasılması ortaya çıkar.
Belirtiler
Donma tüm vücut yüzeyinde gelişebilir; ancak, genellikle burun, kulaklar, yüz, eller ve ayaklarla sınırlı kalır. Buzla uzamış tedavi yapılan yanıklılar ile tempolu koşma yapanların penis ve yumurta torbalarında donma olayları bildirilmiştir. Yine koruyucu gözlük takmadan kayak yapanların gözlerinde donmaya bağlı bozuklular rapor edilmiştir.
Donmanın sınıflandırılmasında zedelenmenin şiddeti vurgulanmaktadır. Bu sınıflandırmaya göre soğuk çarpması donma’nın yüzeyel ve derin gurupları vardır Birinci ve ikinci derece donmalar yüzeyel, üçüncü ve dördüncü derece olanlar da derin olarak sınıflandırılır. Bir parça ısıtma olmadan ilk değerlendirmeler genellikle yanıltıcı olur.
İlkyardım
İlkyardım gönüllüsünün alanda yapacakları basittir. Soğuk ve susuzluğa donmanın eşlik ettiği tanımlanmalıdır. Islak ve sıkı giyecekler çıkarılmalı, etkilenen kol veya bacak yükseltilmeli, kuru sargı ile dikkatli sarılmalı, etkilenen el ve ayak parmakları ayrılmalı, daha fazla soğuğa maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Vakaların çoğunda, alanda daha fazla tedaviden kaçınılmalı ve hasta acil servise taşınmalıdır. Bununla beraber, hastaların bazılarında kliniğe ulaşmak birkaç gün alabilir ve hastaneye ulaşmadan önce daha ileri tedavi gerekebilir.
Hücre zedelenme derecesi ile dokunun donma süresi arasında ilişki vardır. Donma için en etkili ve basit tedavi ısıtmadır. Ancak alanda ısıtma pratik olmayabileceği gibi bazen tehlikelidir. Aslında beklenmedik durumlarda en iyisi asıl tedavi uygulanıncaya kadar etkilenen bölgeyi donmuş halde tutmaktır. Kazazedeyi alandan uzaklaştırmak için uzunca bir yürüme gerekiyorsa donmuş ayağı alanda ısıtmak önemli sorunlar yaratabilir. Isıtılmış ayağın tekrar donması halinde daha şiddetli doku zedelenmesine yol açılacağı unutulmaması gereken bir durumdur.
Olağan dışı durumlarda ileri tedavinin yapılabileceği yere kadar donmuş bacağa müdahalede bulunmamak daha akılcı olabilir. Eğer alanda ısıtmaya karar verilirse mümkünse termometre ile mutlaka ölçüm yapılarak 40-42 °C’ye, değilse elin dayanacağı kadar ısıtılmış temiz su kullanılmalıdır.
Soba, odun ateşi veya diğer kuru hava ile ısıtmadan mutlaka kaçınılmalıdır. Bu uygulamada da verilen ısı kontrol edilemediği gibi donuk alanda kurutma nedeniyle daha fazla doku zedelenmesine yol açılır. Donuğa ısı hasarının eklenmesi, sonucu daha da kötüleştirir. Donuk bölgeyi dolaşımı düzeltmek amacıyla karla ovuşturma ise etkisiz, zedeleyici ve kesinlikle uygun olmayan bir yöntemdir.
Kabarcıkların boşaltılması ve soyulmasının teorik olarak sakıncası enfeksiyon tehlikesini artırmasıdır. Yaralar her gün temizlenmeli, eğer ayakta donma söz konusu ise çoraplar temiz olmalı ve günde en az bir veya iki kez değiştirilmelidir.