Yanıtınız “evet” ise, depreme hazırsınız demektir. “Hayır” ise, lütfen yazıyı sonuna kadar okuyun.
Marmara depreminin üzerinden tam 19 yıl geçti. 17 Ağustos 1999 tarihinde 03:02’de meydana gelen, 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki Marmara Depremi, büyük yıkıma yol açmıştı. Merkez üssü Gölcük olan ve “asrın felaketi” olarak tanımlanan Sakarya, İstanbul, Düzce, Yalova ile civar il ve ilçelerde yıkıma yol açan depremde resmi kayıtlara göre toplam 17 bin 480 kişi can verdi. Yüz binin üzerinde insan evsiz kaldı. 24 bini aşkın sayıda kişi yaralandı. 9 binden fazla insan sakat kaldı.
Ülkemiz topraklarının %95’i deprem kuşağı üzerindedir. Bu gerçekten yola çıkarak depremin bir doğa olayı olduğunu kabul etmeli ve hazır olmalıyız.
Hazırlık için her bireyin kendi afet eylem planı olması gerekir. İster evde, işyerinde, okulda olun, ister yolda ya da aracınızın içinde bulunun, yaşadığınız ve bulunduğunuz ortamlarda deprem anında ne yapacağınızı, nereye saklanıp, nereye kaçacağınızı önceden düşünün. Eğer eviniz ve evinizin bulunduğu zemin sağlamsa, o zaman evde kalabilirsiniz; ancak başınızı, yüzünüzü korumalısınız. Eviniz ve zemin sağlam değilse, binanın kuvvetli bir depremde yıkılma olasılığı varsa, ya binayı terk etmek ya da bina içinde çamaşır makinesi, çelik kasa, bulaşık makinesi, sağlam koltuk takımı, mutfak tezgahı gibi dayanıklı eşyaların önüne sığınmak, yan yatıp, cenin pozisyonunda kalıp, sarsıntının geçmesini beklemek sizi kurtarabilir.
Pencereden atlamak hem riskli, hem de binanın üst katlarından düşebilecek eşyaların ve malzemelerin yaratacağı tehlike nedeniyle önerilmemektedir. Apartman boşlukları, merdiven boşlukları, asansörler, balkonlar deprem sırasında en tehlikeli alanlardır.
Evlerimizde bulunan eşyalar da bizleri yaralayabilir. Cam vitrinler, dolaplar, mutfaklarımızda bulunan, tezgah üstü dolaplar devrilip bizleri yaralayabilir. Bunların duvara sabitlenmesi, olası birçok yaralanmayı önlemeye yeter.
Deprem sonrası profesyonel yardım gelene kadar geçen zaman, insan yaşamı için çok değerlidir. “Altın saatler” denilen bu zaman diliminde temel ilkyardım uygulamaları hayat kurtarır; ilkyardım bilenler kendi yakınlarına yardımcı olabilirler.
Deprem sonrasında iki temel konu çok daha fazla önem kazanmaktadır: Kanamalar ve kırık–çıkık-ezilmeler. Toplumda her bireyin, bu yaralanmalarda uygulanması gereken ilkyardım yöntemlerini öğrenmesi önemlidir. Elimizin altında bulunan sert mukavvalar, güneşlikler, kapılar, temiz bir bez parçası, bir kravat ya da bir eşarp ilkyardımda kullanılabilecek malzemelerdendir.
DEPREM ÇANTASI
Sarsıntı geçtikten sonra, bulunduğumuz yerden kalkıp, evi terk ederken yanımıza almamız gereken temel gereksinimlerimiz, önceden hazırladığımız deprem çantamızın içeriğini oluşturmaktadır.
Deprem Çantası içeriğine bakalım (Benim çantamda bulunanlar): Su ve yiyecek koymuyoruz. Kızılay bunu en iyi şekilde yapmaktadır. Fener; Düdük; Radyo; Yedek piller; Yedek ayakkabı; Kazak; Eldiven; Çok amaçlı çakı; Tuvalet kağıdı; Sabun; Diş fırçası ve macunu; Lens solüsyonu; Kitap; Okuma gözlüğüm; Yedek ilaçlar; Ev tapusu fotokopisi; Nüfus cüzdanı fotokopisi; Kredi kartı; Kalem, kağıt; Birkaç gün yetecek miktarda para; İlkyardım Çantası (boyunluk ilaveli).
NOT: 16 Ağustos 2018 günü saat 20:00’de İzmir Gündoğdu Meydanı’nda, Herkes İçin Acil Sağlık Derneği tarafından düzenlenen “MARMARA DEPREMİ ANMA PROGRAMI’NA” davetlisiniz. Deprem çantanızı alın, gelin.