Sokağın dili var.
Sokağın canı var.
Sokak ağlıyor. Gülüyor. Bazen kutluyor, bazen de sessizce izliyor.
Sokağa çıkarsan, sokakta ne varsa yaşarsın.
Sokakla yaşarsan, duymak istediklerini de, istemediklerini de duyarsın.
Pahalılığı sokakta anlarsın.
Dünyanın en pahalı benzinini kullandığını sana sadece sokak söyler.
Etin yaşadığı serüveni sokak bilir.
Meyve, sebzenin ne kadar pahalı olduğunu sokak anlatır.
Sağlıkta yaşanan rezaletleri sokakta dinlersin.
Katkı paylarının kaç olduğunu en iyi sakak bilir.
Eğitimdeki yap boz modellerine alternatif sistemi sokaktan öğrenebilirsin.
Okuduğunu anlamada dünya sonuncusu olabilirsin ama çocuklarımız sokakta söylenen herşeyi anlar.
Sokak, yargılamadan mahkum etmez. Adaleti vardır.
Sokakta öldürülen kadın sayısının arttığı sessizce konuşulur, durur.
Tam 409 kadın, kendi yakını tarafından öldürülmüş. Sokak tüm acı hikayelere şahittir.
İş kazalarında Çin’den sonra dünya ikincisi olduğumuzu sadece sokak ciddiye alır.
Hava kirliliği sokağın en önemli sorunudur. Kanser, astım, bronşit, allerji sokakta artmış, kimin umurunda ?
Sokak, elinden gelse uyuşturucu tacirlerini bulur ve adalete teslim eder.
Elinden gelse, bonzai kurbanı çocuklarımıza sahip çıkar.
“Kır kolunu, kır bacağını” diyerek çaresizce izleyenler uyuşturucuya dur diyebilir mi ?
SOKAĞA ÇIKSAN DUYACAKSIN
Sokağa çıksan duyacaksın:
Dolmuşunu kaldırdın.
Tramvay durakları uzakta. Üstelik yavaş.
Kent bakımsız. Ağaçsız. Üstelik cansız.
Sokakta yürüsen, engelliyi, yaşlıyı, bebek arabası ittiren anne babayı daha iyi anlarsın.
Sokağı dinlesen, çözüm orada.
Sokağı izlesen, çare orada.
Çık artık salonlardan. Bitsin artık şu salon toplantıları.
Hizmet et; çare üret.
Umut ol.
Heyecan ver.
Sokağın sesinden korkma !