Martın sonu bahar.
Millet ittifakının kullandığı bu tümce, 1 Nisan 2019 Yerel Seçimlerinin en çarpıcı ve etkili sloganı oldu.
Peki, bahar geldi mi ? Gelecek mi ?
Geçtiğimiz hafta serin ve yağışlı oldu. Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu’da yer yer kar yağışı yaşandı. Belli ki, bu yıl bahar biraz gecikti.
İstanbul Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun tüm yurtta yaşattığı bahar havası toplumda ciddi bir rahatlama sağladı.
Bahar geldi derken, pazar günü şehit cenazesinde provakatif bir saldırıya uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşadıkları, ülkemizde birlik ve beraberlik, demokrasi ve huzur istemeyenlerin neleri gözealabileceği görüldü.
YEREL SEÇİM VE CHP
Yerel seçimlerde İYİ Parti ile ittifak yapan, Ankara, İzmir ve İstanbul’da önde tamamlayan CHP, 1980 sonrasında ilk kez, “psikolojik sınır” olan yüzde 30 oy oranını aştı.
CHP’nin oy oranının yükselmesinde neler etkili oldu ?
1. Batıdaki kentlerde aday çıkarmayan HDP seçmeni CHP adaylarını destekledi.
2. İttifak ve doğru aday stratejisi.
3. Ekonomik sıkıntılardan olumsuz etkilenen seçmenin tepkisi.
4. AKP ve MHP’nin, ‘bekaa sorunu’ üzerine kurduğu ötekileştirici söylem.
Seçimin CHP açısından bir başka çarpıcı sonucu da, hemen her seçimden sonra yaşanan olağanüstü kurultay tartışmasının yaşanmamasıdır.
CHP, 24 Haziran 2018’deki genel seçimlerde yüzde 22’ler seviyesindeki oy oranını, 1980 darbesi sonrasında ilk kez yüzde 30’un üzerine çıkardı.
Partide yıllar boyunca “psikolojik sınır” olarak adlandırılan bu oranın yükselmesinde, Batı’da aday çıkarmayan HDP seçmeninin, CHP adaylarını desteklemesinin rol oynadığı unutulmamalıdır.
CHP’de yerel seçimlerde elde edilen başarı değerlendirilirken, bundan sonraki süreçte neler yapılması gerektiği de düşünülmelidir.
Yerel seçimde alınan oyların “emanet oylar” olduğu düşünülürse, bu emanetin kalıcı hale gelmesi için halkın çözüm bekleyen yerel sorunlarına ivedilikle çözüm yolları aramak ve bulmak gerekmektedir.
Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Hatay başta olmak üzere, Millet ittifakının adaylarının kazandığı kentlerde, Belediye Meclis Üyeliklerine bakıldığında, tam bir koalisyon olduğu ortadadır. Bu, CHP’li başkanlar için büyük bir fırsattır. Belediye Meclisini oluşturan, her görüşten, her meslekten üyeler, gerçekte sokağın ve halkın sesidir. Başkanlar bu yapıyı dikkate alır, bunu doğru değerlendirir ve zenginlik olarak algılayabilirse, 2023 yılında yapılacak olan Genel Seçimde iktidar fırsatı doğacaktır.
Yerel seçim sonuçları, Erdal İnönü liderliğindeki Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin 1989’daki yerel seçim başarısına, seçmenlerin davranışı ise 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliği referandumuna benzetilmektedir. Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi’nin iktidarda olduğu 1989 yerel seçimlerinde, Ankara, İstanbul İzmir’in de aralarında bulunduğu 39 ilde SHP belediye başkanlığını kazanmıştı. Yerel seçimlerden çıkan bu sonuç ANAP iktidarı için ilk en ağır yenilgi olmuş ve bu sonuç, sonraki seçimlerde oylarının erimesi ve iktidarı kaybetmesinin en önemli başlangıç noktası olmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce parti içinde eleştirilen “milliyetçi, ülkücü, muhafazakar” kitlelerin oyunu alabilecek aday çıkarma düşüncesinin de bu seçimlerde sonuç verdiği ortadadır. Milliyetçi, ülkücü tabana sahip olan İYİ Parti’nin desteğiyle CHP, artık sadece “sahiller” partisi olmaktan çıkıp, tüm Türkiye ölçeğinde il belediye başkanlığı kazanabilecek hale gelmiştir.
CHP liderini ve parti üst yönetimini bekleyen en önemli konu, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile yapılan ittifakın, 2023 yılında yapılması planlanan Genel Seçimlere nasıl taşınacağıdır.
SON SÖZ: Bahar havası şimdilik soğuk. Herşeye rağmen, çok yakında havanın ısınacağı ve umut dolu günlere kavuşacağımız kaçınılmazdır.