6 ŞUBAT KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ 75. GÜN RAPORU
(21-23 NİSAN 2023)
AFET YÖNETİMİ BAKIŞ AÇISIYLA İSKENDERUN VE HATAY İZLENİMLERİ
Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu
WHO-DSÖ Toplu Yaralanma Yönetimi Eğitimcisi
EuSEM-Avrupa Acil Tıp Birliği Dirençli Toplum Çalışma Grubu Başkanı
Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı
www.ulkumenrodoplu.com
AMAÇ:
Deprem sonrası, afet yönetimi süreçleri dikkate alınarak yapılan, “İYİLEŞTİRME” konusundaki gelişmeleri yerinde incelemek, gözlemek ve yorumlamak.
METOD:
Kişisel gözlemler. Halk ile görüşme notları. Deprem bölgesinde çalışanlar ile yapılan görüşme notları.
SONUÇLAR – İSKENDERUN:
Güvenlik
i) Bölgeye giriş serbest; güvenlik kontrolü yok.
ii) Cadde ve sokaklarda trafik polisi ve güvenlik görevlisi görmedim.
iii) Deprem sonrası ilk saatlerde yaşanan yağmalama ve güvenlik sorunları konuştuğumuz her bireyin anılarında.
Hasar
iv) İskenderun’da sanılanın aksine büyük hasar ortaya var.
v) Çok sayıda yeni bina ağır ve orta hasar görmüş. Bunların da tamamı boşalmış. Çok ciddi mal kaybı ile birlikte, hukuk sorunları beklenir.
vi) Yıkılmış binaların enkaz ve moloz yığınları kaldırılmış; ağır hasarlı binalar yerinde. Çevrelerinde güvenlik uyarısı yok. Kentte bu anlamda hiçbir uyarı görülmedi.
Kent Genel Görünüm
vii) Kent boşalmış. Ramazan Bayramının birinci günü olmasına rağmen sokak ve caddelerin sessizliği ve sakinliği çok düşündürücü.
viii) İşyerleri, pastane, kafe, ofis, dükkan ve restoranların büyük bir bölümü kapalı. Çok az sayıda market ve büfe açık.
ix) Kent içi yollar , kaldırımlar büyük hasar görmüş.
x) Hava karardıktan sonra, sokak lambaları devreye girdi. Kent aydınlatmasında sorun görünmedi. Evler boş olduğundan kentin birçok bölgesi adeta savaş sonrasını anımsatıyor.
xi) Yakıt istasyonlarının bir bölümü açılmış. Market ve tuvaletlerinin olanakları çok sınırlı.
xii) Kent genelinde büyük bir sessizlik hakim. Genç, canlı, hareketli İskenderun yerine travma sonrası stres sendromu yaşayan bir kent gelmiş.
xiii) Sokak aralarında çöp toplama hizmetleri belli ki yavaşlamış. İnsan gücü ve malzeme eksikliği olduğu anlaşılıyor.
Sağlık
xiv) İskenderun Devlet Hastanesi “Acil Giriş” kapısı dışında, tamamen yıkılmış. Molozları kaldırılmış. Bina yanında 112 Ambulans İstasyonu olarak kullanılan bir konteyner yerleştirilmiş.
xv) Bölge halkına hizmet veren Aile Sağlığı Merkezi de bir konteynerda hizmet veriyor. Şartları sınırlı; ayaktan poliklinik hizmeti sunuyor. Hasta muayene alanı hijyen açısından yetersiz.
xvi) Açık olan market ve restoranlarda ciddi hijyen sorunları var. Bu anlamda hiçbir denetim yapılmadığı da anlaşılmaktadır.
SONUÇLAR – ANTAKYA
Güvenlik
i) Kente Kırıkhan istikametinden girişte güvenlik görevlisi var. Ancak, kimlik sorgulaması yapılmıyor.
ii) Ayakta kalan binalar arasında çok ağır hasarlılar var. “Yıkılabilir – Dikkat” uyarı işaret, şerit veya afişler yok.
iii) Kavşaklarda güvenlik görevlisi yok.
iv) Trafik akışı kendiliğinden sağlanıyor; trafik lambaları çalışmıyor. Bir çok yerde lambalar yok olmuş.,
v) Çadır kentlere giriş rahat ve kolay. Kimlik sorgulaması yapılmıyor.
Kent Genel Görünüm
vi) Kent, “haritadan silinmiş”. Yıkılan her binanın molozu kaldırılmış. Ayakta kalan binalarda yaşayan kalmamış.
vii) Ayaktaki binaların yüzde 95’i kullanılamaz durumda.
viii) Açık dükkan, işyeri yok.
ix) Kurtuluş Caddesi açılmış. En büyük yıkım burada yaşanmış.
x) Çadırkentlerde su ve elektrik kesintileri yaşanıyor.
xi) İnternet çok sınırlı.
xii) Çadırkent bakımı ve temizliğinde büyük aksamalar var.
xiii) Çadırlar gece soğuk, gündüz sıcak. Yaklaşan yaz ayları çadırlarda kalmayı zorlaştıracak.
xiv) Kentte gece tek bir ışık yanan ev yok.
xv) Arsuz- Samandağ bölgesinde yetişen limon ağaçta kalmış.
xvi) Beslenme sorunu devam ediyor. Büyükşehir Belediyeleri ve gönüllü dernek çabaları ile sürdürülen yemek dağıtma işlemi ne kadar devam edecek ? Sürdürülebilir hale getirilir mi ?
Sağlık
xvii) Kentin hiçbir noktasında “asbest” uyarısı yok. Asbest riski nedeniyle güvenlik ve sağlık görevlileri de bilinçli ve duyarlı değil. Maske kullanan bir tek kişi görülmedi.. Konu gündeme getirildiğinde, bu konuda bir bilgilerinin olmadığı anlaşıldı. Belli ki Bakanlık düzeyinde bir uyarıcı bilgi notu paylaşılmamış.
xviii) Kurtuluş Caddesi üst tarafında açıkta satılan gıda maddeleri ve yiyecekler, Suriyeliler tarafından satışa çıkarılmış. Denetim yok.
xix) Çadırkentlerde , yılan ve akrep görülüyor.
xx) Duman zehirlenmesi sıklıkla yaşanmış.
xxi) Elektrik çarpması vakaları görülmüş.
xxii) Çadırkentlerde revirler yetersiz. Malzeme ve tıbbi araç- gereç ihtiyaçları karşılamıyor.
xxiii) Geçici görevlendirme ile çadır kente gelen sağlık personelinin barınma, yemek, ısınma, su teminleri ve güvenlik gereksinimleri yetersiz.
xxiv) Sağlık görevlilerinin hizmet sunumları sırasında tek bir yöneticinin ziyaretlerine gitmemiş, onları dinlememiş olması düşündürücü.
xxv) Aşı uygulamaları yapılamıyor.
xxvi) Bebek takibi yapılamıyor.
xxvii) Laboratuar testleri yapılamıyor.
xxviii) Grip olgularında artış olduğu anlaşılıyor. Ancak, salgın düzeyinde değil. Yine de Covid testi yapabilme olanakları yok.
xxix) Gönüllü derneklerin çabaları özellikle çocukların yaşama dahil edilmesine odaklanmış. Her çadırkentte bu konuda çalışan gönüllüler dikkat çekti.
xxx) Psikologlar, yeterli desteği sağlayamadıklarını anlattı. Bunun en önemli nedeninin de temel ihtiyaçların karşılanmasında aksamaların yaşanmasına bağladılar.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş Depremi üzerinden 75 gün geçmesine rağmen sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor. En temel gereksinimler bile tamamen ve sürekli olarak karşılanamıyor. Yeme, içme, barınma, sağlık ve güvenlik konularında devletin İskenderun ve Antakya’da yeterli ağırlığının olmaması düşündürücü. Bölgede kalan depremzedelerin karamsarlık içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Kentlerini terk ederek başka illerde kalan depremzedelerin sorunları devam ederken, kentte kalan ama hala yaşama mücadelesi verenlerin, daha da büyük çöküş yaşaması anlamlıdır. Devletin tüm kurumları ile konuyu daha kapsamlı ele alması yerinde olur. Devlet, yerel yönetimler, iş dünyası, ulusal ve uluslararası yardım kuruluşları, gönüllüler, STK’lar ile işbirliğini koordine etmesi gerekmektedir.