Galatasaray ile Trabzonspor arasında oynanan Spor Toto Süper Lig maçında, maçın orta hakemi Deniz Ateş Bitnel, Trabzonsporlu dört oyuncuya kırmızı kart gösterip oyundan attı. Maçın son dakikalarında oyunun kontrolünü iyice kaybeden hakem, itiraz eden oyuncular üstüne yürüyünce, elindeki kartı yere düşürdü. Trabzonsporlu Salih Dursun kırmızı kartı yerden alıp, hakeme gösterdi. Bu görüntü tüm ülkede ve futbol dünyasında büyük yankı buldu. Öyle ki, başta Trabzon olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında, Salih Dursun’un hakeme kırmızı kart gösterip, bir eliyle de saha dışını işaret ettiği baskılı t-shirtler yok satmaya başladı.
Maçın hemen ardından başlayan tartışma televizyon kanallarından, gazete sayfalarına, kahve köşelerine, sokağa ve tüm ülkeye yayıldı.
Klüp başkanlarının açıklamaları, ünlü spor insanlarının yorumları derken, ülkemizin bir numaralı (!) sorunu haline geldi.
Hakemin gösterdiği kırmızı kartlar, toplumda yanlış hakem kararları ile mağdur olduğunu düşünen tüm takımların adeta “kurtuluş sembolü” oldu.
Bir sonraki hafta, maçların oynandığı stadlarda “Bu düzen değişecek” sloganı içeren pankartlar ortaya çıktı.
ŞEHİTLERİN FARKINDA MIYIZ ?
Kırmızı kart yüzünden sahalardaki yanlış ve haksız kararların artmasına böylesine duyarlı olan kamuoyu, 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra artış gösteren terör olaylarında bugüne kadar 326 güvenlik görevlisinin şehit olduğunun farkında mı ?
7 Haziran seçimi ile 1 Kasım seçimleri arasında 167 güvenlik gücünün şehit olduğunu anımsayabiliyor mu ?
PKK’nın şehir merkezlerinde kazdığı hendekleri kapatmak için operasyon düzenleyen güvenlik güçlerinin, PKK ile çatışmaya devam ettiğini görebiliyor mu ?
Savaş ortamı yüzünden Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizden 350 bini aşkın vatandaşımızın göç ettiğini biliyor mu ? Bu insanların karda kışta nerede yaşadığı, ne yiyip, içtiğini hiç düşündü mü ?
18 Şubat 2016 tarihinde Türkiye’nin en iyi korunduğunu düşündüğümüz, tam da kalbi sayılan bölgesinde meydana gelen patlamada 20’si rütbeli asker olmak üzere 29 kişinin parçalanarak ve yanarak can verdiğini biliyor mu ?
CERATTEPE DİRENİŞİ ÇOK AZ DESTEK GÖRDÜ
Deniz Ateş Bitnel’in dört oyuncuya kırmızı kart gösterdiği dakikalarda, Artvin Cerattepe’de binler, kentlerinin nefes alabilmesi ve geleceklerinin yağmalanmaması için direndi. Türkiye’nin geri kalanından ise çok az destek gördü. Futbolda yaşanan haksızlığa başkaldıran yüzbinler, doğanın yağmalanması, geleceğimizin talan edilmesine duyarsız kaldı.
Bu duyarsızlık, sadece teröre ve doğa katliamına mı ?
EKONOMİ
Türkiye ekonomisinde 13 yıldır izlenmekte olan ekonomi politikaları, imalat sanayisini geri plana attı. Döviz üretme kapasitesi çok zayıf olan inşaat-emlak sektörünü, perakendeciliği, hizmet sektörlerini özendirdi. Önemli kur riskleri taşıyan büyük dış borçlanmalarla gerçekleştirilen bu sektörlere yöneliş, Türkiye’nin döviz kazanma kapasitesi ve yeteneğini zayıflatırken sanayinin de hızla rekabet gücü kaybına ve zafiyetine yol açtı.
Üretime dönük tek bir tesis, tek bir fabrika açılmazken, ülkede giderek artan işsizlik ne sivil toplum kuruluşlarının, ne sendikaların, ne de üniversitelerin seslerini yükseltmelerine neden olamazken, dört kırmızı ile neredeyse sokak eylemleri başladı.
Eğitimden, sağlığa, tarımdan, turizme kadar her alanda tel tel dökülen uygulamalar, toplumda en ufak bir tepki kırıntısına yol açmazken, Bitnel’in 90 dakika içerisinde yaptıkları, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer muhaliflerden çok daha fazla ses getirmeye yetti.
Son söz: George Weah’ın dediği doğru mu ? “Futbol, ezilen halkların mutluluğudur”.