Ayşegül Hemşire.
Yaşam kurtarıyor.
Yara sarıyor.
Bayram, tatil demeden çalışıyor.
Hastaneden eve, evinden hastaneye.
Çalışıyor, çalışıyor.
Anadolu’daki onbinlerce aile gibi anne ve babası, hemşire kızlarıyla gurur duyuyor.
Yılda bir kez tatilde gördükleri kızlarının yaşadıklarını ve yaptıklarını dinleyerek gururlanıyorlar. Bir yıl boyunca bunları konu komşuya anlatarak hasret gideriyorlar.
“- Nefes darlığı ile gelen Serpil Hanım, 63 yaşındaydı. Yalnız yaşıyormuş. Geldiğinde yüzü, gözü şiş, dudakları mor, nefes nefeseydi. Kalp yetmezliği tanısı koyduk. İlk geldiğinde bana ‘evladım, kimsem yok, rica etsem muayene olurken ceketimi sıyırmama yardımcı olur musun ?’ diye sordu. Biran karşımda annem varmış gibi düşündüm. ‘Tabii, teyzeciğim, merak etme. Ben sana ne gerekirse yaparım’ dedim. 10 gün sonra taburcu olurken yüzündeki ifadeyi görmeliydiniz. Defalarca dua etti.”
“- Tam tamına altı saat uğraştık. 24 yaşında, gencecik bir insan. İşçi. Elektriğe yakalanmış. Ambulans ile geldi. Muayene masasına aldığımızda nefes alıp vermiyordu. Nabzı da yoktu. Tüm ekip seferber olduk. Ben yorulunca bir başkası, o yorulunca ben, göğüs masajı yaptık. Bir görmeliydiniz halimizi. Terledik, yorulduk. Ama sonunda kurtardık. Doktor, hemşire; tam bir orkestra gibi çalıştık. Ali’yi kurtarmıştık. Garibim, ölüp te dirildiğinin farkında bile değildi.”
BU ÜLKENİN HEMŞİRESİ
Ayşegül Terzi, bu ülkenin hemşiresi.
Bizim insanımız.
Kızımız.
Bizden biri.
Kıyafeti yüzünden gündüz vakti, onlarca insanın gözü önünde hakarete uğradı, yüzüne tekme yedi.
Tekmeyi atan “ortama uygun” giyinmediğini söylüyor.
Bu nedenle cezasını kesmiş.
Yüzüne tekme atarak.
Bir hemşireyi yere sererek.
O’nu bayıltarak.
Çevrede onlarca izleyen ne yapmış, peki ?
Ambulansa haber vermişler mi ?
Ayşegül Hemşire’yi ayağa kaldırmışlar mı?
O’na yardıma koşan var mı ?
“- Hayır !”
Bu olayın belki de en korkunç tarafı, onlarca insanın kılını dahi kıprdatmadan izlemesidir.
TEKME HEPİMİZE ATILDI
Ayşegül Hemşire’ye atılan tekme, hepimize atılmıştır.
Uyanalım, kendimize gelelim, gerçekleri görelim diye yüzümüze atıldı.
Belki, canı yanan tek bir kişi oldu ama üzülmesi ve düşünmesi gereken 80 milyon insan var.
Bu tekmeye oturarak, susarak, izleyerek karşılık veremeyiz.
Bu tekmeye, aklımızı başımıza toplayarak yanıt verebiliriz.
Tekme, bugün Ayşegül’e.
Yarın Zeynep’e, Mine’ye, Ahmet’e.
Sonra hepimize, geleceğimize.
Bu tekmeyi hoşgören, ’inancı nedeniyle yapmıştır’ diyen, hafife alan;
Konuyu dini inanç, toplumsal hassasiyet ile açıklamaya çalışan her kim olursa olsun, bedelini yarın çok ağır öder.
SON SÖZ: Çocuklarımız ülkenin her kentinde, her sokağında, her saat, istedikleri her türlü giysiyle dolaşabilene kadar “tekmelere” karşı durmalıyız.