Sabahın erken saati.
6 civarında olmalı.
Günün ilk ışıkları yatak odasının penceresindeki perdelerin arasından odaya süzülüyor. Uyandım ama kalkmama biraz daha var.
Sağdan sola dönüp, yeniden uykuya dalıyorum.
Yatağın altından öyle bir uğultu yayıldı ki, evin temelinden ‘’ büyük bir sığır sürüsü ‘’ geçti diye düşündüm. Uğultuyla birlikte başlayan sarsıntı beni yataktan düşürdü.
Belki de yıllardır tatbikat yaptığım için isteyerek yuvarlandım. Yastık ta elimde. Başımı ve boynumu kapattım. Pencere ile yatak arasındayım. Başım, boynum sağlam; bacaklarımı karnıma doğru çektim.
Sarsıntı çok şiddetli. ‘’ Deprem, deprem ‘’ diye bağırdım. ‘’ En az 7 büyüklüğünde ‘’
Sarsıntı, duvara sabitlediğimiz televizyonu deviremedi ama oda, tavandan dökülen sıva parçalarıyla toz içinde kaldı.
Eşim İlknur da yatağın diğer tarafında. Evde yaptığımız tatbikatlar işe yaradı. O da başını yastıkla kapatmış.
Sarsıntı neredeyse 1 dakika sürdü. Durunca birlikte ayağa kalktık. Yatak odamız cam kırıkları, toz, sıva parçalarıyla kaplı. Bina yıkılmadı ama sanki savaştan çıkmış gibi.
Odadan ayrılıp, çocuklara koştuk.
Zeynep banyoda.
Sarsıntıyı duyar duymaz banyodaki çamaşır makinesinin yanına koşmuş. Kedimiz Paris te yanında.
Zeynep, depremi ilk kez yaşıyor. İyi ki görev dağılımı yapmışız. Banyodaki çamaşır makinesi, evimiz yıkılsa bile yanında oluşacak ‘’ yaşam üçgeni ‘’ sayesinde Zeynep’i hayatta tutacaktı.
Ali Özgür de salonda kalmış. Koltuk takımının yanına uzanmış. Marmara Depremini yaşadığımızda 6 yaşındaydı. Artık hiç korkmuyor.
‘’ – Baba, ben elektrik şalteri ve su vanasını kapattım’’ dedi. ‘’ Evden çıkalım, artçı sarsıntılar devam ediyor. ‘’
Bir yandan da kardeşini uyarıp ‘’- Pencerelerden uzak dur, balkona çıkma. Hadi çıkalım. Deprem çantasını almayı unutma ‘’ diye sesleniyor.
Yukarıda yazdığım tamamen bir senaryo ürünüdür.
Umarım yaşanmaz.
Umarım hiç başımıza gelmez.
Ancak, unutmayalım ki İzmir ve ülkemizin topraklarının yüzde 90’ı birinci derece deprem bölgesidir Risk yüksektir.
Depreme hazır olmak için, Kişisel Eylem Planlarımızı hazırlamalıyız. Sarsıntı sırasında ne yapacağımızı, nasıl davranacağımız bilmeliyiz.
Son Söz: Deprem bir doğa olayıdır. Bilime inanırsak doğa ile baş edebiliriz.
