Türkiye, geçtiğimiz günlerde, Karaman’da Ensar Vakfı’nda görev yapan M.B. isimli öğretmenin çocukları taciz etmesiyle birlikte, yeniden çocuk istismarı konusuna odaklandı.
MHP’nin, çocukların her türlü istismardan korunması, yaşanan sorunların tespit edilmesi ve çözüme yönelik çalışmalar yapılması konusundaki önergesinin gündeme alınması önerisi kabul edilmedi. TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ın önerinin kabul edilmediğini açıklaması üzerine, muhalefet milletvekilleri sonuca, alkışla tepki gösterdi. Ancak akşam saatlerinde AK Parti, CHP, MHP ve HDP, Karaman’daki çocuk istismarı ile ilgili önergede anlaşmaya vardı. Çocuk istismarı ile ilgili Mecliste Araştırma Komisyonu kurulacak.
Çocuklarımızın geleceği ile ilgili kaygı, TBMM’nde dört partiyi de araştırma komisyonu kurulması için birleştirdi.
Konu, siyasi boyutları olan bir konudur. Ancak, çocuk istismarı, toplumun her kesimini ilgilendiren sosyal bir olgudur.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık’ın vurgulaması hem bir annenin, hem de bilim insanının duygularını çok güzel sergilemektedir: “Bu konu beni o kadar üzüyor ki dosyayı incelediğimde oturup hüngür hüngür ağladım ve konuşmakta da zorlanıyorum. Çünkü unutmayınız ki bizler anneyiz, babayız. Bu duygularla bu dosyaları inceledik, bu olayı araştırdık”.
ÇOCUK İSTİSMARI NEDİR ?
Çocuklarda cinsel istismarın yaygınlığı ABD’de 1.3/1,000; Türkiye’ de ise %1,4’dür. Ülkemizde kadınların %20’sinin, tüm erkelerin % 7’sinin çocukluğunda en az bir kez cinsel istismara maruz kaldığı, kız çocuklarının erkek çocuklarına oranla 3 kat fazla cinsel istismara maruz kaldığı saptanmıştır.
TBMM Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, çocuk istismarının birinci sırada aile içinde gerçekleştirildiği, bunu okullar, kolluk kuvvetleri, sokaklar, bakım yurt ve yuvaları, tutuklu ve hükümlü olarak tutuldukları kurumlar ve çalıştıkları iş yerlerinin izlediği açıklanmaktadır.
SHÇEK tarafından son 5 yılda haklarında koruma kararı alınan çocukların % 18,6’sının, anne ve babasının ihmal ve istismarına maruz kaldığı için korunmaya alındığı bildirilmiştir.
Cinsel istismar, psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan bir çocuğun bir erişkin tarafından cinsel doyum için kullanılmasıdır.
NEDEN ÇOCUKLAR ?
Çocuklar istismara çok açıktır. Bunun nedeni kolayca güven duymaları, korkutulabilmeleri ve kandırılabilmeleridir. İstismara uğrayan çocuk, aile birliğinin bozulacağı endişesiyle, korkutulduğu ve baskılandığı için, yaşadığı travmanın etkisiyle karşı koyacak gücü bulamaz. Kendisine yapılanı tam olarak algılayamadığı için de sessiz kalmayı tercih edebilir.
NE YAPALIM ? NASIL YAPALIM ?
Sonuç olarak çocuk istismarı ve ihmali bir halk sağlığı sorunudur. Eğitimsiz ailelerin %40’ı çocuklarını istismar ederken, eğitim düzeyi yüksek ailelerde bu oran %17’dir. İstismar ve ihmal, eğitim seviyesi azaldıkça artış gösteren kavram olduğu için aile merkezli destek programlarına, eğitime verilen önemin ve bilincin artırılması, çocuğun topluma kazandırılması, konu ile ilgili gerekli ve aynı zamanda caydırıcı olacak nitelikte yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bunun yanı sıra cinsel istismarın bir cinsellik değil saldırganlık olduğu bilgisi yaygınlaştırılmalı, cinsel istismar konusunda toplumsal duyarlılık artırılmalı ve bu konu medya, görsel ve yazılı basında “çocuklardan cinsel haz almaya” karşı çıkılmalıdır.
SAYIN DAVUTOĞLU, KILIÇDAROĞLU, BAHÇELİ VE DEMİRTAŞ’A ÇAĞRI
İstismara uğramış bir çocuğa yaklaşımda en önemli noktalardan birisi çocuğun daha fazla zarar görmesini önlemektir. Çevrenizdeki bir çocuğun istismara maruz kaldığından şüphe edildiğinde resmi makamlara başvurulması çok önemlidir. Bunun için de bireylerin Devlete ve resmi kurumlara güveninin tam olması gerekir. Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve HDP Lideri Selahattin Demirtaş bu hassas konuda ortak tavır takınmalıdır.
Çocuk istismarı suçtur ve bu suçu işleyen kim olursa olsun cezasını çekmelidir. Suçluyu koruyan, suçu hafife alan, suçu örtmeye çalışan da suçludur. Unutmayalım ki, bu olaylar hemen yanı başımızda olmakta ve göz yummak geleceğin ruh sağlığı bozuk bireylerinin, hatta geleceğin çocuk istismarcılarının yetişmesine neden olmaktadır. Herkes bu konuda duyarlı ve uyanık olmalıdır.
SON SÖZ: “Bir kereden bir şey çıkmaz” düşüncesi ile geleceğe yön verilemez.