Ülkelerin gelişmişlik kriterlerinin başında, insanlık yararı için sunulan yenilikler gelmektedir. Bu yenilikleri bulan, üreten ve tüm dünyaya satan ülkeler gelişmiş, bunu tüketenler ise gelişmekte olan veya az gelişmiş olarak sınıflanmaktadır.
Bu üretim yarışında en önemli aşama, bilimsel yeniliği ortaya koyan bireyleri bulup, ortaya çıkarmaktır. Bunun için de en önemli konu eğitim sistemidir. İlk ve orta öğretimde çocuklara temel bilgiler öğretilirken, bir taraftan da hayal kurabilmeleri sağlanmalıdır.
HAYAL KURMAK VE ÜRETMEK
İşte, bu iki konuda Türkiye ne yazık ki gerektiği kadar başarılı değildir.
Çocukları, gençleri hayal kuran bir ülke olduğumuz söylenebilir mi ?
Devletin açtığı kurslarda bile tacize uğrayan, devletin koruması altındaki yurtlarda yangın nedeniyle ölüp giden çocukların hayal kurması kolay mı ?
Sınava birkaç dakika geç geldi diye cezalandırılıp, iki gözü iki çeşme evine dönen gencin hayal kurması kolay mı?
Ders yılının ortasında evinden, barkından ayrılıp, bilmediği, tanımadığı bir kentte okula başlayan bir öğrencinin bırakın hayal kurmayı, başarılı olabilmesi mümkün mü ?
Bugünlerde çocuklarımızın, gençlerin en büyük hayali nedir ?
Yurtdışına kapağı atmak.
Yurtdışında okumak, yaşamak.
MURAT CAN ADINDA BİR DAHİ
Murat Can Çiçek, henüz bebek yaşında geçirdiği beyin felci nedeniyle konuşma ve hareket yeteneğini kaybetmiş. Edirne’nin Keşan ilçesinde başlayan mücadele dolu yaşamı Murat Can’ı önce İstanbul’a, şimdi de Amerika’ya taşıdı.
Özyeğin Üniversitesinin tam burslu öğrencisi olan Murat Can Çiçek’in, Google’ın Avrupa’daki engelli bilgisayar mühendisliği öğrencileri için sağladığı bir eğitim bursu olan “Google EMEA Students with Disabilities Scholarship 2016” programına yaptığı başvuru olumlu sonuçlandı ve Türkiye’den bu bursu kazanan ilk öğrenci oldu.
Engelli öğrenciler için sağlanan Google Bursu Avrupa’da 7 yıldır veriliyor ve Bilgisayar Bilimleri alanında eğitim gören başvuru sahipleri, akademik geçmiş, liderlik becerileri ve gösterdikleri tutkuya göre değerlendiriliyor. Kazananlara Google’dan 1 akademik yıl için 7.000 Euro tutarında eğitim bursu sağlanıyor.
Murat Can, Türkiye’deki her doğuştan engelli gibi çileli bir çocukluk yaşamış. 6 yaşına kadar yataktan çıkamamış. Hareket kabiliyeti çok kısıtlıymış.
Şimdi de hareketleri çok sınırlı. Sadece başını oynatabiliyor. Ellerini kullanmakta ve konuşmakta güçlük çekiyor. Murat Can kayıt için gittiği okulların hepsinin kapısından çevrilmiş. Böyle olunca, okumayı ve temel matematiği annesi öğretmiş. Daha sonra ilköğretime 3’üncü sınıftan kabul edilmiş.
Engeli nedeniyle yapabildiği tek iş bilgisayar kullanmak olan Murat Can, bilgisayarda programlama dillerine yönelmiş. Özyeğin Üniversitesi’nin “Bilgisayar Oyun Atölyesi 5” etkinliğine katılıp, 3 günlük eğitim sonrası 36 saatte “pong türevi” adlı bilgisayar oyunu yazıp yarışmayı kazanmış. Ödül, Bilgisayar Mühendisliği bölümü için tam burs olunca, bu bölümün öğrencisi olmuş.
Murat Can, gerçek bir dahi. Bunu ilk olarak farkeden annesi, yıllarca okul okul dolaşıp oğlu için uygun bir eğitim merkezi aramış. İlköğretimde bulamayınca, şansı Üniversite’de açılmış. Murat Can, şimdi en verimli yaşında. Önemli keşifler yapabilecekken Amerika’ya gitmek zorunda.
Türkiye’de onlarca Üniversite’de Bilgisayar Programcılığı bölümü olmasına rağmen, O’nun yeteneklerini geliştirebileceği ortam ne yazık ki yok. Yeteneklerini üretime çevirebilecek bir anlayış ta ne acıdır ki yok.
SON SÖZ: Geleceğe yön vermek için, çocuklarımızın hayal kurabilecekleri ortama gereksinim vardır.
